Hava Durumu

“Öteye Bir Şeyler Gönder”

Yazının Giriş Tarihi: 08.12.2024 22:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.12.2024 22:48

Çok zengindi ama cimriliğiyle ünlüydü...

Dolmuş parası vermemek için yürüyerek, ayakkabıları eskimesin diye de yalın ayak kasabaya gider-gelirdi...

Kahvede kolay-kolay oturmaz; bir daha ki sefere o ısmarlamak zorunda kalabilir diye, kimse​nin çayını içmezdi.

Kimseye sadaka vermez, dilencileri yanından kovardı.

Kısaca kesesi çok zengin, yüreği çok yoksul bir adamdı...

O gün kasabanın pazarıydı, çok sıcak bir gündü, yoksul bir adam onun yanına yaklaştı;

Efendim, Allah rızası için bir sadaka, bir ayran parası, içim yanıyor,” dedi.

Cimri, “Git işine be miskin adam, git su iç,” diye çıkıştı...

Dilenci, “Ama efendim sabahtan beri su içiyorum. Hep su içilmez ki. Ne olur efendim!

Zengin adam yine reddedecekti ki çevredeki insanların onu izlediklerini fark edince, cebinden bir 20 lira çıkardı ve “Bir kereye mahsus olmak üzere al bakalım,” dedi.

Dilenci hiç zaman yitirmeden bir dükkâna yöneldi ve buz gibi ayranını içti.

Sonra o cimri adam için ağzından dualar döküldü...

Aynı gece cimri rüyada kendisini cennette gördü.

Şöyle ki geniş bir yeşillik ve her tarafta berrak sular akıyordu.

Fakat o kadar dolaştığı halde yiyecek bir şey bulamadı.

Elini şaplattı, bir melek onun yanına geldi, “Buyurun,” dedi.

Adam, “Ne biçim cennet burası? Hani kuş kebapları, bıldırcın etleri, çeşit-çeşit yemekler, tatlılar?”

Melek “Birkaç dakika bekleyin,” dedi.

Birkaç dakika sonra adamın önüne bir gümüş tepsi getirildi.

Sonra da bir bardak ayran...

Adam boş tepsi ve ayrana bakarak şaşkın-şaşkın sordu;

“Dalga mı geçiyorsunuz? Hani diğerleri, ben ayranla mı karın doyuracağım?” Melek sakin bir şekilde adamla konuştu;

Efendim dünyadan sadece bunu göndermişsiniz...”

Adam şaşkın, “Ne yani, burada her şey hazır değil mi? Biz her şeyi dünyadan mı gönderiyoruz?” diye sordu.

Melek’in verdiği “Evet,” yanıtından sonra da uykudan uyandı.

Ertesi gün insanlar artık bu adamda nedenini asla anlayamayacakları değişiklikler gördüler.

Yoksullara bir bardak ayranı çok gören bu adam artık onlara kebaplar söylüyordu.

Ertesi Pazar korkudan yanına bile yaklaşamayan ay​ran söylediği dilenciyi yanına çağırıp onu kebapçıya göndererek istediği her şeyi yiyebileceğini söyledi.

Cimriliği ile ünlü olan bu adamın cömertliği hâlâ memleketi olan Kırklareli’nde anlatılmaktaymış...

Dr. Yaşar Ateşoğlu’dan alıntı

Sözün Özü:

Varoluşumuzun temel sınavdır...

Allah, Kur’an-ı Kerim'de bizlere varoluş nedenimizi ve yeryüzündeki görevimizi açıkça bildirmiştir.

Yaşamımızı bu bilinçle planlayıp, yaşayacağız...

Namaz, oruç, zekât ve hac gibi ibadetler, kulluğun temel ritüelleridir. Ancak kulluk, salt bunlarla sınırlı değildir...

Ahlaklı olmak, iyiliği emredip kötülükten sakınmak, başkalarına yardım etmek ve adaletli olmak da kulluğun birer parçasıdır.

Kulluğun kabul olması için içtenlik ön koşuldur...

Bu dünyada ne ekersek öte dünyada onu biçeriz...

İyilik yapan mutlaka bir gün karşılığını görür...

Ekilen her tohum kendi fidanıyla boy gösterir.

Dünya öte dünyanın bir tarlasıdır...

Her insanlar Ahiret’ini bu dünyada hazırlar...

Yaptığımız her doğru yahut yanlışın mutlaka eşit düzeyde karşılığı olacağını bilmemiz gerek...

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.