Evet, tek başına yeterli değil ama sandıksız da demokrasiden söz edebilmek pek olanaklı değil.
Hatta hiç olanaklı değil…
Sandık, demokrasinin namusudur…
Seçmen, Cumhuriyetimizin 100. Yıl dönümü olan 2023 Haziran’ın da sandık başına gidecek bir değişiklik olmazsa.
Memleketi yöneteceğine inandığı liderlere ve siyasi partilere oy verecek.
Eğer seçmen Başkan Erdoğan ve Cumhur İttifakı’ndan memnunsa yeniden göreve getirecek...
Başarısızsa görevden alacak, yerine Millet İttifakı yahut kurulabilecek başka bir ittifakı getirecek yönetime...
En önemlisi, bunu, özgür iradesiyle, hiçbir müdahale olmadan yapacak…
* * *
Demokrasilerde yurttaşlara önemli haklar ve görevler tanınmıştır.
Seçme ve seçilme hakkı, demokrasilerde halkın kendi kendini yönetmesine olanak veren en temel siyasi hak ve görev olarak değerlendirilmektedir.
Oy kullanmamak da bir irade beyanı olarak tanımlanmaya çalışılsa da bu tercih edilecek bir durum olmamalıdır.
Çünkü vatandaşın oy vermesinin ve hatta siyasal yaşama aktif katılımının, halkın kendi kendini yönetme yeteneğinin, iradesinin, egemenliğinin ve uzlaşı kültürünün oluşumu üzerindeki güçlü, olumlu etkisinin farkında olan ülkeler, oy vermeyi dahası siyasi katılımı olabildiğince artırmanın yollarını aramaktadırlar.
Nitekim Türkiye, seçmenin bu konuda duyarlı olduğu ülkelerden biridir.
Ve bilindiği üzere toplumsal sorunların çözümü ve toplumsal ilerleme de siyasetle olasıdır.
Siyasi katılımdan uzak duranların yönetimlerden şikâyet etmelerinin de fazla bir anlamı olmayacaktır.
* * *
Sandık-demokrasi ilintisi birbirinden neredeyse ayrılmaz ikilidir.
Günümüzde de zaten "sandık demokrasi ilişkisi" tartışması toplumumuzun çoktan aştığı bir tartışmadır.
Kimileri seçim ve demokrasiyi, bireyleri "aydınlatarak" dönüştürmeyi, inanç ve geleneklerini de ortadan kaldırmayı amaçladığını düşünse de günümüzde demokrasiden daha iyi bir yönetim sistemi henüz ortaya çıkarılamamıştır.
Demokrasi de bir araçtır insan huzuru ve mutluluğu için her şey gibi.
Bu günlük elde bu vardır ve daha iyi bir araç bulunana kadar demokrasiyi en iyi araç olarak görmemiz ve kurallarına uymamız gerekir.
* * *
Açıktır ki, sandığa varıncaya kadar geçen süreçteki devinimler de önemlidir.
Çoğunluk ilkesinin yanına çoğulculuk ilkesi de konulmuştur bu gün gelinen noktada artık.
Demokrasilerde, özellikle yasa yapmada ve irade tayin etmede, çoğunluk ilkesinin çok önemli ve gerekli bir yeri vardır.
Bundan dolayı, AK Parti hükümetleri çoğunluk kavramına atıfta bulunduğunda, bu söylem bir anlamda demokratiktir, çünkü çoğunluk referanslıdemokrasi tanımlarının kendilerine özgü bir geçerliliği vardır.
Ama demokrasi anlayışımıza artık çoğulculuk kavramını da eklememiz gerekmektedir.
Bugün Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemiyle kimi eksiklikleri giderilerek bu yöne doğru ilerlemektedir.
Karşımızda seçimle başa gelmiş ve halkın yüzde elliden fazla seçmen iradesini elinde bulunduran bir Başkan vardır ve Parlamentosu ve diğer kurumlarıyla iş başındadır...
Bu nedenle yasallık bağlamında bu hükümetin demokratik meşruiyeti sorgulanamaz.
Buradan hareketle bir yönetim sisteminin Başkanlık yahut parlamenter sistem olmasının fazlaca bir önemi yoktur.
Önemli olan hem pratik hem temsilde adalet ve hem de istikrarın korunmasıdır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
SEÇİM, DEMOKRASİ VE SANDIK...
Demokrasilerde sandık vazgeçilmez bir unsurdur…
Evet, tek başına yeterli değil ama sandıksız da demokrasiden söz edebilmek pek olanaklı değil.
Hatta hiç olanaklı değil…
Sandık, demokrasinin namusudur…
Seçmen, Cumhuriyetimizin 100. Yıl dönümü olan 2023 Haziran’ın da sandık başına gidecek bir değişiklik olmazsa.
Memleketi yöneteceğine inandığı liderlere ve siyasi partilere oy verecek.
Eğer seçmen Başkan Erdoğan ve Cumhur İttifakı’ndan memnunsa yeniden göreve getirecek...
Başarısızsa görevden alacak, yerine Millet İttifakı yahut kurulabilecek başka bir ittifakı getirecek yönetime...
En önemlisi, bunu, özgür iradesiyle, hiçbir müdahale olmadan yapacak…
* * *
Demokrasilerde yurttaşlara önemli haklar ve görevler tanınmıştır.
Seçme ve seçilme hakkı, demokrasilerde halkın kendi kendini yönetmesine olanak veren en temel siyasi hak ve görev olarak değerlendirilmektedir.
Oy kullanmamak da bir irade beyanı olarak tanımlanmaya çalışılsa da bu tercih edilecek bir durum olmamalıdır.
Çünkü vatandaşın oy vermesinin ve hatta siyasal yaşama aktif katılımının, halkın kendi kendini yönetme yeteneğinin, iradesinin, egemenliğinin ve uzlaşı kültürünün oluşumu üzerindeki güçlü, olumlu etkisinin farkında olan ülkeler, oy vermeyi dahası siyasi katılımı olabildiğince artırmanın yollarını aramaktadırlar.
Nitekim Türkiye, seçmenin bu konuda duyarlı olduğu ülkelerden biridir.
Ve bilindiği üzere toplumsal sorunların çözümü ve toplumsal ilerleme de siyasetle olasıdır.
Siyasi katılımdan uzak duranların yönetimlerden şikâyet etmelerinin de fazla bir anlamı olmayacaktır.
* * *
Sandık-demokrasi ilintisi birbirinden neredeyse ayrılmaz ikilidir.
Günümüzde de zaten "sandık demokrasi ilişkisi" tartışması toplumumuzun çoktan aştığı bir tartışmadır.
Kimileri seçim ve demokrasiyi, bireyleri "aydınlatarak" dönüştürmeyi, inanç ve geleneklerini de ortadan kaldırmayı amaçladığını düşünse de günümüzde demokrasiden daha iyi bir yönetim sistemi henüz ortaya çıkarılamamıştır.
Demokrasi de bir araçtır insan huzuru ve mutluluğu için her şey gibi.
Bu günlük elde bu vardır ve daha iyi bir araç bulunana kadar demokrasiyi en iyi araç olarak görmemiz ve kurallarına uymamız gerekir.
* * *
Açıktır ki, sandığa varıncaya kadar geçen süreçteki devinimler de önemlidir.
Çoğunluk ilkesinin yanına çoğulculuk ilkesi de konulmuştur bu gün gelinen noktada artık.
Demokrasilerde, özellikle yasa yapmada ve irade tayin etmede, çoğunluk ilkesinin çok önemli ve gerekli bir yeri vardır.
Bundan dolayı, AK Parti hükümetleri çoğunluk kavramına atıfta bulunduğunda, bu söylem bir anlamda demokratiktir, çünkü çoğunluk referanslı demokrasi tanımlarının kendilerine özgü bir geçerliliği vardır.
Ama demokrasi anlayışımıza artık çoğulculuk kavramını da eklememiz gerekmektedir.
Bugün Türkiye, Cumhurbaşkanlığı Yönetim Sistemiyle kimi eksiklikleri giderilerek bu yöne doğru ilerlemektedir.
Karşımızda seçimle başa gelmiş ve halkın yüzde elliden fazla seçmen iradesini elinde bulunduran bir Başkan vardır ve Parlamentosu ve diğer kurumlarıyla iş başındadır...
Bu nedenle yasallık bağlamında bu hükümetin demokratik meşruiyeti sorgulanamaz.
Buradan hareketle bir yönetim sisteminin Başkanlık yahut parlamenter sistem olmasının fazlaca bir önemi yoktur.
Önemli olan hem pratik hem temsilde adalet ve hem de istikrarın korunmasıdır.