TÜRK DÜNYASI TEŞKİLATI VE ORTAK ALFABE ÇALIŞMALARI... (1)
Yazının Giriş Tarihi: 05.07.2022 16:54
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.07.2022 16:54
Ancak birçok lehçe ve ağzı içerisinde barındırması bakımından karşılıklı anlaşmak zor olmakta...
Çağları aşan birikimiyle, söz varlığının zenginliği, bilim ve edebiyat dili olması gibi özellikleriyle Türk dili aslında dünyanın en önemli dilleri arasında...
Bugün 21 yazı diliyle temsil edilen Türk dili, 13. yüzyıla kadar tek bir yazı dili olarak varlığını koruyordu.
Ancak 13. yüzyıldan sonra siyasi, ekonomik, coğrafi ve sosyal nedenlerden ötürü farklı kollara ayrılmış durumdadır.
Ne ki, bu durum Türk dilinin bir bütünü teşkil ettiği gerçeğini değiştirmemiştir.
* * *
Günümüzde 7 bağımsız Türk Devleti’nin (Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, KKTC) resmi dili- her ne kadar Azerice, Kazakça vs. diye adlandırılmış olsa da- Türkçedir.
Bunların yanı sıra, özerk ya da başka devletlere bağlı Türk yurtlarında da Türkçe hem yazı hem de konuşma dili olarak varlığını sürdürmektedir.
Ancak şive ve ağız farklılıkları nedeniyle insanların birbirini anlamaları zor olmaktadır.
Ortak bir dil ve alfabe oluşturulması için şimdiye dek çeşitli çalışmalar yapılmış olsa da bunlardan olumlu bir sonuç alınamamıştır.
19. yüzyılın sonlarında, 20. yüzyılın başlarında özellikle İsmail Bey Gaspıralı ve onun fikir çatısı altında birleşen aydınların çabalarıyla Türk dili tek bir yazı dili çerçevesinde işlenmeye çalışılmıştır.
35 yıl boyunca Türk Dünyası’nın ortak sesi olmayı başaran Tercüman Gazetesi aracılığıyla, Gaspıralı’nın gerçekleştirmeye çalıştığı “dilde, işte, fikirde birlik” ülküsünün ilk adımı olan “Dilde birlik” onun bütün çalışmalarının temelini teşkil etmiştir.
* * *
Türk Dünyası’nda ortak bir yazı dili için atılması en önemli adımlardan birisi, ortak bir alfabenin olmasıdır.
1926 yılında Bakü’de düzenlenen “Bakü Türkoloji Kurultayı” önemlidir.
Bakü Kurultayı’nda tartışılan konuların başında alfabe konusu olmuştur.
Bir grup Latin Alfabesi temelli bir Türk Alfabesi taraftarıyken bir taraf mevcut kullanılmakta olan Arap Alfabesi’ni ıslah etme taraftarı olmuştur.
Sovyet Rusya’nın da desteklediği Anadolu Türklüğü henüz Latin Alfabesi’ne geçmemişti.
Türkistan TürklerininLatin Alfabesine geçmesi demek bir noktada Anadolu ile Türkistan’ın bağlarını koparmak demekti.
Ancak bir süre sonra Türk Cumhuriyetlerinin hepsinde yazıda Latinleşme çalışmaları başlatıldı.
* * *
1990’larda Türkiye’den ve tüm Türk Dünyası’ndan aydınların çalışmalarıyla kimi kararlar alınmış olsa da bu kararların birçoğu uygulamaya konulamadı.
Alınan bu kararlardan belki de en önemlisi “34 Harfli Ortak Türk Alfabesi”ne geçilmesi kararıydı.
Bu karara göre en kalabalık konuşura, en köklü kesintisizyazı dili geleneğine sahip olan Türkiye Türkçesi esas alınmıştı.
Ancak kimi aydınlar tarafından kabul edilen bu kararlar siyasi olarak destek görmemiş ve zaman içerisinde özellikle Özbekistan ve Türkmenistan’ın bu karardan caymaları ve farklı bir alfabeyle yollarını sürdürmeleri bu kararı da havada bıraktı.
Değişik zamanlarda kararsız Latin alfabesi denemelerinde bulunan bu iki Türk yurdu zamanla epeyce farklılaşarak “Ortak Türk Alfabesi”nden uzaklaştı.
Tüm bu yaşananlara karşın günümüzde Türk Cumhuriyetleri teker -teker Latin alfabesine geçmekte ya da geçmeye hazırlanmaktadırlar. Kazakistan ve Kırgızistan’ında Latin alfabesine geçişlerini tamamlamalarıyla birlikte Türk Dünyası’nda yazı birliği büyük ölçüde tamamlanmış olacaktır.
Yarın sürdüreceğiz...
++++++++++++++++++++++++
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
TÜRK DÜNYASI TEŞKİLATI VE ORTAK ALFABE ÇALIŞMALARI... (1)
Ancak birçok lehçe ve ağzı içerisinde barındırması bakımından karşılıklı anlaşmak zor olmakta...
Çağları aşan birikimiyle, söz varlığının zenginliği, bilim ve edebiyat dili olması gibi özellikleriyle Türk dili aslında dünyanın en önemli dilleri arasında...
Bugün 21 yazı diliyle temsil edilen Türk dili, 13. yüzyıla kadar tek bir yazı dili olarak varlığını koruyordu.
Ancak 13. yüzyıldan sonra siyasi, ekonomik, coğrafi ve sosyal nedenlerden ötürü farklı kollara ayrılmış durumdadır.
Ne ki, bu durum Türk dilinin bir bütünü teşkil ettiği gerçeğini değiştirmemiştir.
* * *
Günümüzde 7 bağımsız Türk Devleti’nin (Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan, KKTC) resmi dili- her ne kadar Azerice, Kazakça vs. diye adlandırılmış olsa da- Türkçedir.
Bunların yanı sıra, özerk ya da başka devletlere bağlı Türk yurtlarında da Türkçe hem yazı hem de konuşma dili olarak varlığını sürdürmektedir.
Ancak şive ve ağız farklılıkları nedeniyle insanların birbirini anlamaları zor olmaktadır.
Ortak bir dil ve alfabe oluşturulması için şimdiye dek çeşitli çalışmalar yapılmış olsa da bunlardan olumlu bir sonuç alınamamıştır.
19. yüzyılın sonlarında, 20. yüzyılın başlarında özellikle İsmail Bey Gaspıralı ve onun fikir çatısı altında birleşen aydınların çabalarıyla Türk dili tek bir yazı dili çerçevesinde işlenmeye çalışılmıştır.
35 yıl boyunca Türk Dünyası’nın ortak sesi olmayı başaran Tercüman Gazetesi aracılığıyla, Gaspıralı’nın gerçekleştirmeye çalıştığı “dilde, işte, fikirde birlik” ülküsünün ilk adımı olan “Dilde birlik” onun bütün çalışmalarının temelini teşkil etmiştir.
* * *
Türk Dünyası’nda ortak bir yazı dili için atılması en önemli adımlardan birisi, ortak bir alfabenin olmasıdır.
1926 yılında Bakü’de düzenlenen “Bakü Türkoloji Kurultayı” önemlidir.
Bakü Kurultayı’nda tartışılan konuların başında alfabe konusu olmuştur.
Bir grup Latin Alfabesi temelli bir Türk Alfabesi taraftarıyken bir taraf mevcut kullanılmakta olan Arap Alfabesi’ni ıslah etme taraftarı olmuştur.
Sovyet Rusya’nın da desteklediği Anadolu Türklüğü henüz Latin Alfabesi’ne geçmemişti.
Türkistan Türklerinin Latin Alfabesine geçmesi demek bir noktada Anadolu ile Türkistan’ın bağlarını koparmak demekti.
Ancak bir süre sonra Türk Cumhuriyetlerinin hepsinde yazıda Latinleşme çalışmaları başlatıldı.
* * *
1990’larda Türkiye’den ve tüm Türk Dünyası’ndan aydınların çalışmalarıyla kimi kararlar alınmış olsa da bu kararların birçoğu uygulamaya konulamadı.
Alınan bu kararlardan belki de en önemlisi “34 Harfli Ortak Türk Alfabesi”ne geçilmesi kararıydı.
Bu karara göre en kalabalık konuşura, en köklü kesintisiz yazı dili geleneğine sahip olan Türkiye Türkçesi esas alınmıştı.
Ancak kimi aydınlar tarafından kabul edilen bu kararlar siyasi olarak destek görmemiş ve zaman içerisinde özellikle Özbekistan ve Türkmenistan’ın bu karardan caymaları ve farklı bir alfabeyle yollarını sürdürmeleri bu kararı da havada bıraktı.
Değişik zamanlarda kararsız Latin alfabesi denemelerinde bulunan bu iki Türk yurdu zamanla epeyce farklılaşarak “Ortak Türk Alfabesi”nden uzaklaştı.
Tüm bu yaşananlara karşın günümüzde Türk Cumhuriyetleri teker -teker Latin alfabesine geçmekte ya da geçmeye hazırlanmaktadırlar. Kazakistan ve Kırgızistan’ında Latin alfabesine geçişlerini tamamlamalarıyla birlikte Türk Dünyası’nda yazı birliği büyük ölçüde tamamlanmış olacaktır.
Yarın sürdüreceğiz...
++++++++++++++++++++++++
+++++++++++++++++++++++++++++++++++++