Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi’nde (YİK) yapılan “Laiklik” vurgusu tartışmalara neden oldu.
TÜSİAD'ın bu yaptığı açıklama aslında çok şaşırtıcı değil.
TÜSİAD’ı, 28 Şubat sürecinde darbeci generallere verdikleri destekten tanıyoruz.
TÜSİAD, 2002 öncesi bir takım sivil toplum kuruluşları içerisinde vesayetçi Türkiye'nin ilerlemesini kalkınmasını engelleyen dış müdahalelere çanak tutmuş, 1979’da Ecevit hükümetinin devrilmesine neden olmuştu.
27 Nisan 1979 ve 6 Haziran 1979, Türkiye’nin genç özel sermayesinin kurduğu ‘patronlar kulübü’ diye adlandırılan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD’ın Türkiye’nin yazgısını değiştirdiği dönemin başlangıç tarihleri olarak anımsanır hafızalarımızda.
Şimdilerde de bu yapısı yeniden canlanmışa benzemiyor mu TÜSİAD’ın?
* * *
1979’da dönemin Ecevit iktidarını ‘pazar ekonomisinden giderek uzaklaşan politikalar’ nedeniyle sert eleştiren TÜSİAD, bu tarihte gazetelere ilan verir.
Toplam yedi ilanın dördü gazetelerde yayımlanır. Yabancı sermaye karşıtı olarak eleştirdikleri iktidarı, artan enflasyonu ve artan işsizliğin altını çizen TÜSİAD’ın bu ilanlar Nejat Eczacıbaşı’nın Sıkıyönetim Komutanlığı’ndan aldığı özel izinle yayımlanır...
Yayımdan önce bu ilanlar Ecevit’in önüne de gelir ama dönemin Başbakanı Bülent Ecevit buna çok önem vermez.
Ne ki bir süre sonra da iktidardan olur!
* * *
Yine Başbakan Erdoğan, genel kurul toplantılarında hükümet uygulamalarını eleştiren TÜSİAD yönetimini vatana ihanetle suçlamış, dönemin TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz da 'Ben vatanseverliğimi kimseye sorgulatmam' demiş ama TÜSİAD’ dan da istifa etmişti.
Gerçi baskı nedeniyle değil, TÜSİAD’ın zarar görmemesi nedeniyle istifa ediyorum, demişti Muharrem Yılmaz.
Başbakan Erdoğan “Sen küresel sermaye gelmez ifadesini kullanarak kendi hükümetini tehdit ediyorsun öyle mi? O zaman cevabını alacaksın. Biz bu makamlara TÜSİAD’la gelmedik. TÜSİAD’a rağmen milli iradeyi savunmaya devam edeceğiz” demişti.
Başbakan Erdoğan’ı bu kadar kızdıran ve Türkiye’nin ekonomik gücü en büyük işadamı çevresini hedef tahtasına koymasına neden olan cümleler o dönemin TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Erkut Yücaoğlu’ndan gelmişti.
Şimdi de TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski konuşuyor...
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, işadamlarının faiz yükü altında ezilmemesi için, tüm dünyayı karşısına alıp yaptığı mücadelede, korumaya çalıştığı TÜSİAD’dan yapılan açıklamaya bir bakın!
Faizden hiç söz etmeden, döviz kuruna girmeden direkt “laiklik” konusuna dalmaları nasıl açıklanabilir?
“Faiz, döviz bizi ilgilendirmez” mi demek istiyorlar ki bu patronlar kulübü?
Şu anda Türkiye’de ‘laiklik’ ile ilgili bir sorun mu var ki TÜSİAD dikkatleri buraya çekiyor?
TÜSİAD'ın iş dünyasının bir birliği olmasına karşın Türkiye'nin önünü açacak yatırımlara yoğunlaşması gerekirken ne ki, Türkiye'de siyaseti manipüle etmeye çalışan bir takım açıklamalar yapıyor.
Tıpkı 28 Şubat darbe sürecinde olduğu gibi...
28 Şubat’ın darbeci generallerinin rütbeleri yıllar sonra da olsa söküldü, 14’ü cezaevine konuldu.
Ama TÜSİAD’çılardan hesap sorulmadı.
O nedenle mi bu kadar rahatlar acaba?
O nedenle mi yine kafayı çıkarıp, 28 Şubat’ta dillendirdikleri sözleri yineliyorlar?
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
TÜSİAD’I FAİZ, DÖVİZ KURU HİÇ Mİ İLGİLENDİRMİYOR?
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi’nde (YİK) yapılan “Laiklik” vurgusu tartışmalara neden oldu.
TÜSİAD'ın bu yaptığı açıklama aslında çok şaşırtıcı değil.
TÜSİAD’ı, 28 Şubat sürecinde darbeci generallere verdikleri destekten tanıyoruz.
TÜSİAD, 2002 öncesi bir takım sivil toplum kuruluşları içerisinde vesayetçi Türkiye'nin ilerlemesini kalkınmasını engelleyen dış müdahalelere çanak tutmuş, 1979’da Ecevit hükümetinin devrilmesine neden olmuştu.
27 Nisan 1979 ve 6 Haziran 1979, Türkiye’nin genç özel sermayesinin kurduğu ‘patronlar kulübü’ diye adlandırılan Türk Sanayici ve İşadamları Derneği TÜSİAD’ın Türkiye’nin yazgısını değiştirdiği dönemin başlangıç tarihleri olarak anımsanır hafızalarımızda.
Şimdilerde de bu yapısı yeniden canlanmışa benzemiyor mu TÜSİAD’ın?
* * *
1979’da dönemin Ecevit iktidarını ‘pazar ekonomisinden giderek uzaklaşan politikalar’ nedeniyle sert eleştiren TÜSİAD, bu tarihte gazetelere ilan verir.
Toplam yedi ilanın dördü gazetelerde yayımlanır.
Yabancı sermaye karşıtı olarak eleştirdikleri iktidarı, artan enflasyonu ve artan işsizliğin altını çizen TÜSİAD’ın bu ilanlar Nejat Eczacıbaşı’nın Sıkıyönetim Komutanlığı’ndan aldığı özel izinle yayımlanır...
Yayımdan önce bu ilanlar Ecevit’in önüne de gelir ama dönemin Başbakanı Bülent Ecevit buna çok önem vermez.
Ne ki bir süre sonra da iktidardan olur!
* * *
Yine Başbakan Erdoğan, genel kurul toplantılarında hükümet uygulamalarını eleştiren TÜSİAD yönetimini vatana ihanetle suçlamış, dönemin TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz da 'Ben vatanseverliğimi kimseye sorgulatmam' demiş ama TÜSİAD’ dan da istifa etmişti.
Gerçi baskı nedeniyle değil, TÜSİAD’ın zarar görmemesi nedeniyle istifa ediyorum, demişti Muharrem Yılmaz.
Başbakan Erdoğan “Sen küresel sermaye gelmez ifadesini kullanarak kendi hükümetini tehdit ediyorsun öyle mi? O zaman cevabını alacaksın. Biz bu makamlara TÜSİAD’la gelmedik. TÜSİAD’a rağmen milli iradeyi savunmaya devam edeceğiz” demişti.
Başbakan Erdoğan’ı bu kadar kızdıran ve Türkiye’nin ekonomik gücü en büyük işadamı çevresini hedef tahtasına koymasına neden olan cümleler o dönemin TÜSİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Erkut Yücaoğlu’ndan gelmişti.
Şimdi de TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski konuşuyor...
* * *
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, işadamlarının faiz yükü altında ezilmemesi için, tüm dünyayı karşısına alıp yaptığı mücadelede, korumaya çalıştığı TÜSİAD’dan yapılan açıklamaya bir bakın!
Faizden hiç söz etmeden, döviz kuruna girmeden direkt “laiklik” konusuna dalmaları nasıl açıklanabilir?
“Faiz, döviz bizi ilgilendirmez” mi demek istiyorlar ki bu patronlar kulübü?
Şu anda Türkiye’de ‘laiklik’ ile ilgili bir sorun mu var ki TÜSİAD dikkatleri buraya çekiyor?
TÜSİAD'ın iş dünyasının bir birliği olmasına karşın Türkiye'nin önünü açacak yatırımlara yoğunlaşması gerekirken ne ki, Türkiye'de siyaseti manipüle etmeye çalışan bir takım açıklamalar yapıyor.
Tıpkı 28 Şubat darbe sürecinde olduğu gibi...
28 Şubat’ın darbeci generallerinin rütbeleri yıllar sonra da olsa söküldü, 14’ü cezaevine konuldu.
Ama TÜSİAD’çılardan hesap sorulmadı.
O nedenle mi bu kadar rahatlar acaba?
O nedenle mi yine kafayı çıkarıp, 28 Şubat’ta dillendirdikleri sözleri yineliyorlar?