Melekler serçe ne söyleyecek diye ona merakla bakıyordu.
Serçe mahzun biraz da sitemli ses tonuyla;
“Küçük bir yuvam vardı. Yorulduğumda dinlendiğim üşüdüğümde sığındığım. Kimseyi rahatsız etmiyordum ve kocaman Dünya’da ufacık bir yerdi kimsenin yerini dar etmiyordu.Sen onu da bana çok gördün neydi o zamansız fırtına? Esip yıktı yuvamı ve beni yuvasız bıraktı.”
Artık konuşamadı serçe, sözleri boğazında düğümlendi…
Sessizlik tüm evrende yankılanıyordu ve melekler başlarını eğmiş Allah’ın vereceği yanıtı bekliyordu.
Allah; “ Sen, o yuvanda dinlenirken seni avlamak isteyen bir yılan yuvana doğru geliyordu, seni yılandan korumak için fırtınaya emrettim yuvanı yıksın diye böylece sen oradan uzaklaşarak yılandan kurtuldun.Nice belalar var ki muhabbetimle senden uzaklaştırdım ve sen kuşatıcı muhabbetimi görmüyorsun, geçici belalardan dolayı bana düşman oluyorsun.”
Serçenin gözleri doldu ve hüngür hüngür ağlamaya başladı ve onu çok seven Allah’ın şefkat ve merhametine hayran kaldı…
Ve utangaç bir sesle;
“Affet Allah’ım” diyebildi sadece…
Ve gönül sözü bütün kâinatta yankılandı…
“Affet Allah’ım!”…
Kıssadan hisse:
Yüce Yaradan’ımız, “Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir.ALLAH (c.c.) bilir de siz bilmezsiniz.”diyor. (Bakara Suresi, 216)
Başımıza gelen her olumsuzlukta, elbette ki nice hayırlar gizlidir.
Rabbimize isyan etmek yerine, olanda hayır vardır diyerek rıza göstermek gerekir…
Yaşadığımız birçok olumsuz olayda "Bunda da bir hayır vardır" diyerek durumu hayra yormalıyız.
Yaşadığımız olumlu olayların çoğunda kendi kazanımımız olduğunu düşünerek seviniriz.
Ama bize hayır gözüken olaylarda şer olabileceği gibi bize şer gözüken olaylarda da hayır olabilir.
O an için olumsuz gözüken bir olay başka bir zaman diliminde bize olumlu bir sonuç olarak geri döneceğini bilemeyiz.
Yaşadığımız her olumlu olayda gereğinden fazla sevinmemek ve yaşadığımız olumsuz olaylarda gereğinden fazla üzülmemek gerekiyor.
İyi ve kötünün iç içe olduğunu bilmek,her iyi olayın beraberinde kötü olaylara neden olabileceğini, her kötü olayın da devamında iyi olaylara neden olabileceğini kabul etmek gerekiyor. Her işte bir hayır vardır anlayışı, gerçekte bizim için kazanım anlamına gelmez.
Bunu da görmek gerekiyor…
Her işte hayır görmek, gerçekte olan biten her şeyin bizim için en makul olduğunu gönülden kabul etmektir.
Gerçekte bizim için neyin hayırlı olduğu ve neyin şer olduğunu biz bilemeyiz.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
VARDIR HER ŞERDE BİR HAYIR, HER HAYIRDA BİR ŞER…
Serçe Allah’a küsmüştü…
Günler geçiyordu ve serçe hiçbir şey söylemiyordu.
İçine kapanmış derin bir hüzne boğulmuştu.
Artık Rabbine bir şey demiyor ve onunla konuşmuyordu!
Melekler merakla Allah’a serçeyi soruyorlardı ve her defasında Allah, meleklere “o gelecek” diye yanıt veriyordu.
“Çünkü onun sesini duyacak tek kulak benim ve onun minik kalbindeki derdini anlayacak olan da tek benim” diyordu.
Bir zaman sonra serçe, kalbi hüzün, gözü yaşla dolu bir halde bir ağacın dalına kondu.
Hiçbir şey söylemiyordu öyle sessiz-sessiz bekliyordu.
Allah, serçeye seslendi;
‘Söyle bana! Canını sıkan ve kalbini hüzne boğan derdin nedir senin?’
Melekler serçe ne söyleyecek diye ona merakla bakıyordu.
Serçe mahzun biraz da sitemli ses tonuyla;
“Küçük bir yuvam vardı. Yorulduğumda dinlendiğim üşüdüğümde sığındığım. Kimseyi rahatsız etmiyordum ve kocaman Dünya’da ufacık bir yerdi kimsenin yerini dar etmiyordu.Sen onu da bana çok gördün neydi o zamansız fırtına? Esip yıktı yuvamı ve beni yuvasız bıraktı.”
Artık konuşamadı serçe, sözleri boğazında düğümlendi…
Sessizlik tüm evrende yankılanıyordu ve melekler başlarını eğmiş Allah’ın vereceği yanıtı bekliyordu.
Allah; “ Sen, o yuvanda dinlenirken seni avlamak isteyen bir yılan yuvana doğru geliyordu, seni yılandan korumak için fırtınaya emrettim yuvanı yıksın diye böylece sen oradan uzaklaşarak yılandan kurtuldun.Nice belalar var ki muhabbetimle senden uzaklaştırdım ve sen kuşatıcı muhabbetimi görmüyorsun, geçici belalardan dolayı bana düşman oluyorsun.”
Serçenin gözleri doldu ve hüngür hüngür ağlamaya başladı ve onu çok seven Allah’ın şefkat ve merhametine hayran kaldı…
Ve utangaç bir sesle;
“Affet Allah’ım” diyebildi sadece…
Ve gönül sözü bütün kâinatta yankılandı…
“Affet Allah’ım!”…
Kıssadan hisse:
Yüce Yaradan’ımız, “Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir.ALLAH (c.c.) bilir de siz bilmezsiniz.”diyor. (Bakara Suresi, 216)
Başımıza gelen her olumsuzlukta, elbette ki nice hayırlar gizlidir.
Rabbimize isyan etmek yerine, olanda hayır vardır diyerek rıza göstermek gerekir…
Yaşadığımız birçok olumsuz olayda "Bunda da bir hayır vardır" diyerek durumu hayra yormalıyız.
Yaşadığımız olumlu olayların çoğunda kendi kazanımımız olduğunu düşünerek seviniriz.
Ama bize hayır gözüken olaylarda şer olabileceği gibi bize şer gözüken olaylarda da hayır olabilir.
O an için olumsuz gözüken bir olay başka bir zaman diliminde bize olumlu bir sonuç olarak geri döneceğini bilemeyiz.
Yaşadığımız her olumlu olayda gereğinden fazla sevinmemek ve yaşadığımız olumsuz olaylarda gereğinden fazla üzülmemek gerekiyor.
İyi ve kötünün iç içe olduğunu bilmek,her iyi olayın beraberinde kötü olaylara neden olabileceğini, her kötü olayın da devamında iyi olaylara neden olabileceğini kabul etmek gerekiyor.
Her işte bir hayır vardır anlayışı, gerçekte bizim için kazanım anlamına gelmez.
Bunu da görmek gerekiyor…
Her işte hayır görmek, gerçekte olan biten her şeyin bizim için en makul olduğunu gönülden kabul etmektir.
Gerçekte bizim için neyin hayırlı olduğu ve neyin şer olduğunu biz bilemeyiz.