VARSILLARIN FAZLADAN YÜZDE 5 VERGİSİYLE DÜNYADA AÇLIK SORUNU GİDERİLEBİLİR...
Yazının Giriş Tarihi: 31.01.2023 14:53
Yazının Güncellenme Tarihi: 31.01.2023 14:53
Dünyada açlık sorununun giderek derinleşmesinin ve bu konudaki endişelerin artmasının en önemli iki nedeni olarak, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak artan kuraklık ve bölgesel anlaşmazlıklardan doğan çatışmalar gösterilmekte.
Kuşkusuz bunda bir gerçeklik payı vardır...
Ancak sorunun salt bundan ibaret olmadığı gerçeğini de görmek gerekir...
Evet, kuraklık ve çatışmalar insanoğlunu ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Bununla küresel bir mücadele ön koşuldur...
Ne ki, işin salt bununla bitmeyeceği gerçeğini görerek yapısal sorunlar üzerine de eğilmek gerekmektedir.
Dünyada kişiler ve aileler arasındaki servet dağılımı adaletsizliği her geçen gün artmaktadır.
* * *
Dünyada açlıktan en çok etkilenen halkların dörtte üçü savaşların tahrip ettiği ülkelerin halklarıdır.
Buna artan küresel iklim değişikliğinden doğan üretim zafiyetlerini de eklersek sorunun boyutu daha çok ortaya çıkmaktadır.
Ancak bu, sorunun temelinde yatan gelir dağılımı dengesizliğini görmezden gelinmesini gerektirmez.
Bu gün dünyada yaşayan 7 insandan 1’i açtır...
Daha da kötüsü, şimdilik gıda üretiminin yeterli olmasına karşılık açlığın yıldan yıla azalmaması, aksine artmasıdır.
Bunun başlıca nedeni gıda üretimindeki ve tüketimindeki bölgesel farklılıklar, gelir bölüşümündeki adaletsizlik ve israf olduğu gerçeğini de görmek gerekir.
Büyük halk kitlelerinin gelirden aldığı pay daha düşük oldu¤u için küresel anlamda büyük bir sorun ortada durmaktadır.
İnsan yaşama tutunabilmek ve varlığını sürdürebilmek için karnını doyurmak zorundadır.
Dahası, salt ölmeyecek kadar karın doyurmak da yetmemektedir. İnsanın yaşamını anlamlı kılacak olan ekonomik, siyasi, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılabilmesi, üretebilmesi ve değer yaratabilmesi sağlıklı olmasına, iyi beslenebilmesine bağlıdır.
* * *
Aslında israf edilmeden kullanılması halinde, yeryüzünün kaynakları bugünkü dünya nüfusundan çok daha fazlasını beslemeye yeterlidir.
Sanayi devriminden sonra ortaya çıkan gelişmeler; tarımda makineleşme, gübreleme, ilaçlama ve sulama olanaklarının gelişmesi gibi nedenlerle tarımsal üretimdeki verimlilik inanılmaz ölçülerde artmıştır.
Yeryüzünde tarıma elverişli topraklar sınırlı olmasına karşın, verimlilik artışları sayesinde birim araziden elde edilen ürün miktarı büyük oranda artırılabilmektedir.
Buna son zamanlarda gen mühendisliği alanında kaydedilen gelişmeler de eklendiğinde, aslında mevcut teknolojik olanaklar çerçevesinde yeryüzünde açlık diye bir sorunun olmaması gerekir. Oysa bugün yeryüzünün birçok bölgesi için böyle bir sorun vardır ve geleceğe ilişkin beklentiler son zamanlarda giderek kötümser bir tablo da çizmektedir.
Artan nüfus yoğunluğunun açlık nedeni olarak gösterilmesi de salt bir yanılgıdan ibarettir.
Açlığın temel nedeni, gelir bölüşümündekiadaletsizliktir...
İnsanoğlunun yapay olarak oluşturduğu fiili durumdur yani.
Bununla birlikte sahip olduğumuz varlıklar ve emek gibi kıt kaynaklarımızı çekişme, çatışma, kavga ve savaşlarda heba etmemiz yaraya tuz-biber ekmektedir.
* * *
Yapılan araştırmalar günümüzde dünya nüfusunun yarısının günde 2 dolardan, 1,5 milyar insanın ise günde 1 dolardan daha az bir gelirle yaşadığına işaret etmektedir.
Bu gün dünya genelinde açlık çekenbir milyara yakın insan vardır.
Aslında kolayca ve ivedilikle yapılması gereken, dünyadaki varsıl insanların fazladan yüzde 5’lik bir vergi vermesidir.
Bunun sağlanmasıyla insanlar küresel ısınma ve bölgesel çatışmalara da karşı daha duyarlı olacaklardır.
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
ORHAN KAPLAN
VARSILLARIN FAZLADAN YÜZDE 5 VERGİSİYLE DÜNYADA AÇLIK SORUNU GİDERİLEBİLİR...
Dünyada açlık sorununun giderek derinleşmesinin ve bu konudaki endişelerin artmasının en önemli iki nedeni olarak, küresel iklim değişikliğine bağlı olarak artan kuraklık ve bölgesel anlaşmazlıklardan doğan çatışmalar gösterilmekte.
Kuşkusuz bunda bir gerçeklik payı vardır...
Ancak sorunun salt bundan ibaret olmadığı gerçeğini de görmek gerekir...
Evet, kuraklık ve çatışmalar insanoğlunu ciddi şekilde tehdit etmektedir.
Bununla küresel bir mücadele ön koşuldur...
Ne ki, işin salt bununla bitmeyeceği gerçeğini görerek yapısal sorunlar üzerine de eğilmek gerekmektedir.
Dünyada kişiler ve aileler arasındaki servet dağılımı adaletsizliği her geçen gün artmaktadır.
* * *
Dünyada açlıktan en çok etkilenen halkların dörtte üçü savaşların tahrip ettiği ülkelerin halklarıdır.
Buna artan küresel iklim değişikliğinden doğan üretim zafiyetlerini de eklersek sorunun boyutu daha çok ortaya çıkmaktadır.
Ancak bu, sorunun temelinde yatan gelir dağılımı dengesizliğini görmezden gelinmesini gerektirmez.
Bu gün dünyada yaşayan 7 insandan 1’i açtır...
Daha da kötüsü, şimdilik gıda üretiminin yeterli olmasına karşılık açlığın yıldan yıla azalmaması, aksine artmasıdır.
Bunun başlıca nedeni gıda üretimindeki ve tüketimindeki bölgesel farklılıklar, gelir bölüşümündeki adaletsizlik ve israf olduğu gerçeğini de görmek gerekir.
Büyük halk kitlelerinin gelirden aldığı pay daha düşük oldu¤u için küresel anlamda büyük bir sorun ortada durmaktadır.
İnsan yaşama tutunabilmek ve varlığını sürdürebilmek için karnını doyurmak zorundadır.
Dahası, salt ölmeyecek kadar karın doyurmak da yetmemektedir. İnsanın yaşamını anlamlı kılacak olan ekonomik, siyasi, kültürel ve sanatsal etkinliklere katılabilmesi, üretebilmesi ve değer yaratabilmesi sağlıklı olmasına, iyi beslenebilmesine bağlıdır.
* * *
Aslında israf edilmeden kullanılması halinde, yeryüzünün kaynakları bugünkü dünya nüfusundan çok daha fazlasını beslemeye yeterlidir.
Sanayi devriminden sonra ortaya çıkan gelişmeler; tarımda makineleşme, gübreleme, ilaçlama ve sulama olanaklarının gelişmesi gibi nedenlerle tarımsal üretimdeki verimlilik inanılmaz ölçülerde artmıştır.
Yeryüzünde tarıma elverişli topraklar sınırlı olmasına karşın, verimlilik artışları sayesinde birim araziden elde edilen ürün miktarı büyük oranda artırılabilmektedir.
Buna son zamanlarda gen mühendisliği alanında kaydedilen gelişmeler de eklendiğinde, aslında mevcut teknolojik olanaklar çerçevesinde yeryüzünde açlık diye bir sorunun olmaması gerekir. Oysa bugün yeryüzünün birçok bölgesi için böyle bir sorun vardır ve geleceğe ilişkin beklentiler son zamanlarda giderek kötümser bir tablo da çizmektedir.
Artan nüfus yoğunluğunun açlık nedeni olarak gösterilmesi de salt bir yanılgıdan ibarettir.
Açlığın temel nedeni, gelir bölüşümündeki adaletsizliktir...
İnsanoğlunun yapay olarak oluşturduğu fiili durumdur yani.
Bununla birlikte sahip olduğumuz varlıklar ve emek gibi kıt kaynaklarımızı çekişme, çatışma, kavga ve savaşlarda heba etmemiz yaraya tuz-biber ekmektedir.
* * *
Yapılan araştırmalar günümüzde dünya nüfusunun yarısının günde 2 dolardan, 1,5 milyar insanın ise günde 1 dolardan daha az bir gelirle yaşadığına işaret etmektedir.
Bu gün dünya genelinde açlık çeken bir milyara yakın insan vardır.
Aslında kolayca ve ivedilikle yapılması gereken, dünyadaki varsıl insanların fazladan yüzde 5’lik bir vergi vermesidir.
Bunun sağlanmasıyla insanlar küresel ısınma ve bölgesel çatışmalara da karşı daha duyarlı olacaklardır.