Hava Durumu

YENİ BİR ANAYASA OLASI DEĞİL Mİ?

Yazının Giriş Tarihi: 16.02.2021 16:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 16.02.2021 16:07

Neredeyse 40 yıla varan bir zaman sürecinde birçok maddesi değiştirilen 82 Anayasa’sının ruhunu da değiştirecek zaman gelmedi mi, diye sormak gerekiyor.

Öncelikle Anayasalar, ezeli ve ebedi gerçeği ifade eden Allah kelamı kutsal metinler değil, insan iradesinin ürünü olan hukuk metinleridir. Siyasi önem ve değeri yüksek olan bu hukuk metinlerinin ebedi geçerlilikleri yoktur.

Sonsuza kadar öyle kalacağı, değiştirilemeyeceği düşünülebilir mi?

Tarihsel ve toplumsal koşulların değişimine bağlı olarak onların da değiştirilmesi gerekmez mi?

Tıpkı yasalar gibi anayasalar da, gereksinim duyulduğunda değiştirilir yahut varlığına son verilip yenilenirler hiç kuşkusuz.

Faşist 12 Eylül Cunta yönetimi tarafından yapılan 82 Anayasası’nın artık tamamen ortadan kaldırılıp, çağa ve toplumsal beklentilere yanıt verecek yeni bir Anayasa yapımı toplumsal bir beklenti olarak karşımızdadır uzun süredir.

* * *

12 Eylül Cuntasının özgür tartışma ortamının olmadığı bir süreçte hazırlanan ve halka neredeyse dayatılan ve 40 yılı aşkın süredir orası-burası değiştirilen mevcut Anayasanın tamamen değiştirilmesinin tarihsel, fiziki ve toplumsal koşulları var mıdır peki bugün?

Demokratik anayasacılık düşüncesi, anayasaları toplum sözleşmeleri olarak görür.

Buna göre anayasalar, toplumun siyaset oyununun kuralları ile özgürlüklere ilişkin ilkeler konusundaki ortak mutabakatını ifade ederler.

Yaşanan çeşitli gelişmelere bağlı olarak toplumsal mutabakatı temsil etmekten giderek uzaklaşan, toplum ve tarih dışı kalan anayasalar, kendinden beklenen işlevleri yerine getiremez hale gelirler.

Böylesi durumlarda kurucu iktidarın sahibi olan halk ve onun seçilmiş temsilcileri, anayasayı değiştirebilir ya da onu ilga ederek yerine yenisini yapabilir.

* * *

Peki, bu güne nasıl gelindi?

Osmanlı döneminde 1876 yılında Kanun-i Esasi'nin yürürlüğe girmesi ile birlikte ilk anayasal sistem de başlandı.

Cumhuriyet'in kurulmasından sonra 1921'de Teşkilatı Esasiye'yi kabul eden Türkiye'de günümüze kadar 4 anayasa değişikliği gerçekleştirildi.

Bunlardan sadece 1924'ü kurucu meclisin kararı ile değiştirilirken, 1961 ve 1982 anayasası darbecilerin eliyle yaşama geçirildi. Türkiye'nin anayasal tarihi uzun yıllara dayansa da hep krizler ve darbeler anayasaların yapımında yahut değiştirilmesinde belirleyici bir rol üstlendi.

23 Nisan 1920’de Ankara’da olağanüstü yetkilere sahip Büyük Millet Meclisi’nin, benzeri görülmemiş bir şekilde iki seçimle kurulmasının ardından 20 Ocak 1921’de Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen Teşkilat-ı Esasiye Kanunu ile Kanun-i Esasi’nin de bu anayasa ile çelişmeyen hükümleri kabul edilerek iki anayasalı bir döneme geçilmiştir.

1921 Anayasası ile yasamanın üstünlüğü ilkesinin katı bir biçimi olan meclis hükümeti sistemi kurulmuştur.

Yani ilk kurucu meclisin Anayasası güçler ayrılığı prensibi üzerine değildi.

1961 Anayasası bir darbe ürünüydü…

Tıpkı 1982 Anayasası gibi…

Şimdi, demokratik ve serbest seçimlerle oluşturulmuş bir kurucu Meclis gibi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 2. kez demokratik bir Anayasa yapmasını kim, neden istemez, ipe un serer peki?

82 Anayasası'nın değiştirilmesi gereksiniminin yeniden gündeme gelmesi olumludur.

Demokratik ve özgürlükçü bir yeni anayasa yapılmasının bütün koşulları vardır.

Başkan Erdoğan’ın gereksinim olduğunu söylediği olası yeni anayasanın TBMM’de yasalaşması için gerekli üçte iki çoğunluğa sahip olmayan Cumhur İttifakı’nın ya muhalefet partileriyle uzlaşması yahut da halk oylamasına gitmesi gündeme gelecek gibi görünüyor.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.