Hava Durumu

ACABA KANDIRILIYORMUYUZ (6)

Yazının Giriş Tarihi: 10.10.2024 18:45
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.10.2024 18:46

“Siz meseleyi Suriye mi zannediyorsunuz? Suriye yi istemelerinin tek bir nedeni vardır. Oda, Türkiye ‘yi işgal içim zemin hazırlamaktır. Eğer bir gün mesele Suriye olursa, bilinki hedef Türkiye’dir. Bu söylediklerimi bir gün anlayacaksınız. Çocuklarınızı FetullahGÜLEN’İn okullarına gönderirseniz, yahudiye iyi bir asker yetiştirmiş olursunuz”. Bu sözler rahmetli Necmeddin ERBAKANIN 2003 yılında TV5 de yayınlanan bir konuşmasından alınmıştır. Zira aynı sene Siyonist güçlerin baskısı ile ABD Temsilciler meclisinde “Suriye yi cezalandırma” yasası adı altında çıkarılan bir yasaya karşı yaptığı bir konuşmadır.

Sayın Erbakan elbette ki bu sözlerini 1982 yılında eski bir diplomat olan Yahudi ODE YİNON’un hazırlayıp, ABD meclisinde kabul ettirdiği plana dayandırmıştı. YİNON planına göre Ortadoğu ülkeleri önce, güçsüzleştirilecek, sonra da, ırk ve mezhep kavgaları körüklenerek böldürülecektir. Bunun sonunda da BOP denilen Arzı Mevud toprakları bir bir İsrail’in hegemonyasına girecektir. Öncelikle Afganistan, Irak, Suriye, Mısır ve Suudi Arabistan bölünecek en son da Türkiye ye sıra gelecektir. Maalesef YİNON planı adım adım uygulanarak, Afganistan işgal edildi. Sonra Irak işgal edilerek “Kürdistan” adı altında Türkiye sınırında tampon bir devletçik oluşturuldu. Bizim Güney sınırımız da kaos yaratmak amacıyla da, Suriye parçalanarak YPG-PKK devletçiği de ABD’nin gayretleri ve Türkiyenin de basiretsizliği sonucu kuruldu da… YPG nin bundan sonraki amacı da İDLİP’DEN Akdeniz’e ulaşmaktır.

Erbakan’ın bu sözleri, o zamanlarda pek nazara alınmadı. Komplo teorileri denilerek hafife alındı. Kehanet gözüyle bakıldı. Ama gördük ki, çoğu gerçekleşti. Bir kısmının da gerçekleşmesi için zemin hazırlanıyor. Yahudi lobisi o kadar dünya da etkili ki, Ortadoğunun bugünkü haline gelmesini ABD ye taşeron etti.

Erbakanın deyimiyle kadayıfın altının kızardığını gören İsrail, önce kendi toprakları içinde kalan Filistin topraklarını işgale başladı. Bütün dünya devletlerinin ve 50 de fazla İslam ülkesinin gözleri önünde, Gazze de onbinlercesivili , çoluk, çocuk yaşlı genç demeden bombalayarak katliamlara başladı. Uçaklarla Şam’ı bombaladı. Tık yok. Ürdün zaten bir İngiliz sömürgesidir. Bu savaş da İsrail’i resmen desteklediğini açıkladı. Şu anda Türkiye hariç, İsrail’in karşısında dik durabilecek bir devlet yoktur. Arabistan’ın zaten bütün dış güvenliğini ABD sağlamaktadır. Irak- Suriye – Mısır’ın kendi başlarını kaşıyacak takatleri yoktur. Katar-Kuveyt-Yemen VS. tamamen ABD’nin kontrolünde olup, bunlar devlet bile kabul edilemez. Bunu bilen İsrail mahallenin kabadayısı gibi önüne gelen ülkeyi tokatlamakta. İran la İsrail’in restleşmesine de bakmamak lazım. Birbirlerine attıkları roketlerin düştüğü yerler ve tahrip gücüne bakılırsa, kayıkçı kavgası olduğu görülecektir. Zira,İsrail’İn arzı mevudharitası içerisinde İran ın hiçbir toprağı yoktur.

Ortadoğu da şuan da kartlar yeniden dağıtılıp, şekillendirme projesinin yeni versiyonu ile uygulamaya konulmuşken, bu durum karşısında hükümetimiz, mevcut statükonun korunması için planı ne? Ne gibi tedbirler alıyor?

Üzülerek söylemeliyiz ki, bizim hükümetimiz hala işin ciddiyetini anlamamıştır. İleri de ülkemizin başına ne gibi çorapların örüleceğini öngörmemektedir. Angut gibi tehlikenin burnunun dibine gelinceye kadar farkında değildir. Sayın cumhurbaşkanı hala, İsrailikınamakla ve hamasi nutuklarla durumu kurtarmaya çalışmaktadır. Bir yandan İsrail’i kınama mesajları verirken, diğer taraftan İsrail’le olan ekonomik ve ticari işlerini devam ettirmek te ve bu savaş da bir nevi İsrail’e lojistik destek vermektedir. Bu ara da biliyoruz ki; İsrail’in akaryakıt ihtiyacını Türkiye üzerinden Azerbaycan’ın karşıladığı da gelen haberler arasında. Türkiye topraklar içinde habis ur gibi kök salan onbirden fazla ABD üssünde halen ABD askerleri ve uçakları faal durumdadır. Yarın bu üslerden birinden İran’a delinin biri bir roket fırlatır veya uçak kaldırırsa ne olur? Bunu hiç düşünmüş müdür? Hükümetimizin ülkenin geleceği ve güvenliği hususunda sessiz kalması, insana acaba yine kandırılıyor muyuz hissini vermektedir.

Şunu unutmamak gerekir, artık savaşlar, insan gücüyle değil düğmelere basmakla yapılmaktadır. Eğer elinde savunma teknolojin yoksa, yeterli uçağın, füzen, tankın ve savaş malzemelerin yoksa daha evinden çıkmadan başına bombalar yağmağa başlar. Unutmayalım ki, bu savaş da karşımıza yedi milyonluk İsrail çıkmayacak, dış güçler dediğimiz, tankımız ve uçağımızı aldığım, ABD, İngiltere ve bütün AB ülkeleri çıkacaktır.

Bu millet felaket anında canını dişine takar, ülkesini savunmak için bütün varlığını defa eder, ama milletin fedakarlığı da bir yere kadardır. Nükleer başlıklı bir bomba karşısında yapacağın bir şey yoktur. Biz her türlü motor ihtiyacımızı batıdan karşılıyoruz. Yarın felaket anında, dış güçler sana bir su motoru dahi vermezler. Değil tank, araba uçak motoru versinler. Artık hükümet olarak millet olarak bazı gerçekleri idrak edelim, yoksa felaket anında başkaları uyandırır. O zaman da ah vah etmenin alemi yoktur. (SON)

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.