Cobani, bazıları tarafından o günde öenmliydi bugün de… Zira,Apo Türkiye den ilk defa Cobani üzerinden çıkmış ve uzun süre orada kalmıştır. PKK ve PYD yöneticilerinin çoğu buralıdır ve PYD’nin yönetimindeki kantonların da başkentidir. Cobani savaşında 192 bin Suriyeli Türkiye ye sığınmış, Türkiye’deki hastaneler de resmen 1.100 yaralı tedavi görmüş, bunlarında çoğu PYD militanı olduğu muhtemeldir. Bugünkü olayların merkezi, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının merkezi Cobanidir. ABD’nin son zamanlar da kurduğu en büyük askeri üssü de Cobanidedir. ABD’nin PYD ye gönderdiği sayın Cumhurbaşkanımızın binlerce tırlarla ifade ettiği ağır silahların gelip toplandığı merkez de burnumuzun dibindeki cobanidir.
Ortadoğu da BOP için en büyük engel devlet olma özelliğine sahip Türkiye, Irak ve Suriye gibi devletlerdir. İsrail’in güvenliği için bu üç ülke potansiyel tehlike arz ediyordu. Suudi Arabistan ve Ürdün gibi kendini devlet zanneden ülkeler ise, bu özelliklerden uzak biri ABD’nin diğeri de İngiletere’nin güdümünde peyk devletlerdi. Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ise adı üzerinde birer aşiretten ibaretti. Bu emirlikler de tamamen İsrail’in hamisi ABD’nin kontrolündeydi.
Bu üç devleti silah ve insan gücüyle yıkamayacağını bilen İsrail, sahip olduğu küresel sermaye ve onun kontrolündeki ABD’nin desteği ile, önce Irak da, bizdeki FETÖ yapılanması benzeri sözde din adamı olan Kesnizani isimli bir şeyhi para ile besledi, eğitti. Irak’ın üst kademesinde büyük bir nüfus sahibi haline getirdi. O günün genel kurmay başkanı ve Irak’ın ikinci adamı El Duri, Özel Muhafız ordusu komutanı oğlu Uday ve hatta Saddamın eşi dahi Kesnizanilİderinin müritleri arasındaydı. Irak’ın ABD tarafından işgal günlerini hatırlayanlar bilirler. ABD huzur getireceğim diyerek Basra ya çıkartma yaptığında, önemli bir mukavemetle karşılaşmadı. HalbukiSaddamın hatır sayılır bir silahlı ordusu vardı. Bunun yanında özel yetiştirilmiş 30 bin kişiden müteşekkil saray muhafızları da vardı. İşgal sırasında bunlardan hiçbir ses çıkmadı. Saddamın bu sessizliğini Türkiyedekibir çok kişi “Saddam ABD kuvvetlerini çöle çekecek ve çölde nihayi darbeyi vurarak yok edecek” şeklinde yorumlarda bulunuyorlardı. Ancak ABD ordusu Bağdat’a yaklaştığında ise “Kesnizanı Lideri” bugün sizin için en hayırlısı evlerinizde oturmaktır.” Diyerek müritlerine emir verince tek bir mermi atmadan ABD ordusu geldi, Bağdat’ı alarak Saddamı da öldürdü. Saddam gitti ama Irak da o tarihten bu yana huzur bulmadı kargaşa, kaos, iç savaş, yoksulluk halen devam ediyor.
Burnumuzun dibindeki komşumuz Irak da meydana gelen ABD işgalinin hiçbir mukavemet olmadan teslim sebeplerini kimse araştırmadı. Ne milli istihbaratımız, emniyet istihbaratı ve ne de jandarma istihbaratı bu işgalin nedenlerini araştırmadı. Bizi idare edenlerde bu konuda çok gafil oldular. Halbuki komşuda meydana gelen bir işgalin zamanla bize de sıçrayabileceğinin düşünülmesi gerekirdi. Komşumuz Suriye bu gafletinin bedelini bugünlerde ödüyor.
Dünyayı kana bulayan terör örgütlerinin finansmanını büyük devletler karşılar. Terör örgütlerinin arkasında büyük bir devlet yoksa, saman alevi gibi birdebire parlar ve yok olurlar. İşte bu nedenlerdir ki dünya silah sanayiinin en büyük yardımcıları da terör örgütleridir. ABD Irak’ın işini bitirdikten sonra, Irak ordusunun kaçkınları ve Saddam’ın saray muhafız ordusunun komutanlarını satın alarak, Suriye’deki rejim muhalifleri ile dünyanın dört bir yanından getirttiği ne kadar ipsiz, sapsız ve çapsız idealistleri, Ortadoğu da toplayarak eğitti, 2012 yılından itibaren de birden bire Suriye topraklarında IŞID adı altında silahlı mücadeleyi başlattı.
İŞİD yanı sıra İslam alemine her türlü nifak tohumları saçan Hizbullah, Elkaide, Nusra vs. gibi yapıları da Suriye de örgütleyince iç savaş ve bölünme hızlandı. Bunu fırsat bilen PYD ve İŞİD le mücadele adı altında Esat yönetiminden de destek aldı. ABD’NİN hazırladığı senaryo gereği Suriye’nin topraklarının büyük bir bölümü, önce İŞİD e işgal ettirildi, daha sonra da emir gereği İŞİD’in işgal ettiği topraklardan çekilerek bu topraklara PYD yerleştirildi. ABD de bu işgali iyi organize etti. Doldur, boşalt modeliyle PYD tamamen güçlendirildi.
Devam edecek
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
BİR İLERİ İKİ GERİ…(4)
Cobani, bazıları tarafından o günde öenmliydi bugün de… Zira,Apo Türkiye den ilk defa Cobani üzerinden çıkmış ve uzun süre orada kalmıştır. PKK ve PYD yöneticilerinin çoğu buralıdır ve PYD’nin yönetimindeki kantonların da başkentidir. Cobani savaşında 192 bin Suriyeli Türkiye ye sığınmış, Türkiye’deki hastaneler de resmen 1.100 yaralı tedavi görmüş, bunlarında çoğu PYD militanı olduğu muhtemeldir. Bugünkü olayların merkezi, silah ve uyuşturucu kaçakçılığının merkezi Cobanidir. ABD’nin son zamanlar da kurduğu en büyük askeri üssü de Cobanidedir. ABD’nin PYD ye gönderdiği sayın Cumhurbaşkanımızın binlerce tırlarla ifade ettiği ağır silahların gelip toplandığı merkez de burnumuzun dibindeki cobanidir.
Ortadoğu da BOP için en büyük engel devlet olma özelliğine sahip Türkiye, Irak ve Suriye gibi devletlerdir. İsrail’in güvenliği için bu üç ülke potansiyel tehlike arz ediyordu. Suudi Arabistan ve Ürdün gibi kendini devlet zanneden ülkeler ise, bu özelliklerden uzak biri ABD’nin diğeri de İngiletere’nin güdümünde peyk devletlerdi. Kuveyt, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ise adı üzerinde birer aşiretten ibaretti. Bu emirlikler de tamamen İsrail’in hamisi ABD’nin kontrolündeydi.
Bu üç devleti silah ve insan gücüyle yıkamayacağını bilen İsrail, sahip olduğu küresel sermaye ve onun kontrolündeki ABD’nin desteği ile, önce Irak da, bizdeki FETÖ yapılanması benzeri sözde din adamı olan Kesnizani isimli bir şeyhi para ile besledi, eğitti. Irak’ın üst kademesinde büyük bir nüfus sahibi haline getirdi. O günün genel kurmay başkanı ve Irak’ın ikinci adamı El Duri, Özel Muhafız ordusu komutanı oğlu Uday ve hatta Saddamın eşi dahi Kesnizanilİderinin müritleri arasındaydı. Irak’ın ABD tarafından işgal günlerini hatırlayanlar bilirler. ABD huzur getireceğim diyerek Basra ya çıkartma yaptığında, önemli bir mukavemetle karşılaşmadı. HalbukiSaddamın hatır sayılır bir silahlı ordusu vardı. Bunun yanında özel yetiştirilmiş 30 bin kişiden müteşekkil saray muhafızları da vardı. İşgal sırasında bunlardan hiçbir ses çıkmadı. Saddamın bu sessizliğini Türkiyedekibir çok kişi “Saddam ABD kuvvetlerini çöle çekecek ve çölde nihayi darbeyi vurarak yok edecek” şeklinde yorumlarda bulunuyorlardı. Ancak ABD ordusu Bağdat’a yaklaştığında ise “Kesnizanı Lideri” bugün sizin için en hayırlısı evlerinizde oturmaktır.” Diyerek müritlerine emir verince tek bir mermi atmadan ABD ordusu geldi, Bağdat’ı alarak Saddamı da öldürdü. Saddam gitti ama Irak da o tarihten bu yana huzur bulmadı kargaşa, kaos, iç savaş, yoksulluk halen devam ediyor.
Burnumuzun dibindeki komşumuz Irak da meydana gelen ABD işgalinin hiçbir mukavemet olmadan teslim sebeplerini kimse araştırmadı. Ne milli istihbaratımız, emniyet istihbaratı ve ne de jandarma istihbaratı bu işgalin nedenlerini araştırmadı. Bizi idare edenlerde bu konuda çok gafil oldular. Halbuki komşuda meydana gelen bir işgalin zamanla bize de sıçrayabileceğinin düşünülmesi gerekirdi. Komşumuz Suriye bu gafletinin bedelini bugünlerde ödüyor.
Dünyayı kana bulayan terör örgütlerinin finansmanını büyük devletler karşılar. Terör örgütlerinin arkasında büyük bir devlet yoksa, saman alevi gibi birdebire parlar ve yok olurlar. İşte bu nedenlerdir ki dünya silah sanayiinin en büyük yardımcıları da terör örgütleridir. ABD Irak’ın işini bitirdikten sonra, Irak ordusunun kaçkınları ve Saddam’ın saray muhafız ordusunun komutanlarını satın alarak, Suriye’deki rejim muhalifleri ile dünyanın dört bir yanından getirttiği ne kadar ipsiz, sapsız ve çapsız idealistleri, Ortadoğu da toplayarak eğitti, 2012 yılından itibaren de birden bire Suriye topraklarında IŞID adı altında silahlı mücadeleyi başlattı.
İŞİD yanı sıra İslam alemine her türlü nifak tohumları saçan Hizbullah, Elkaide, Nusra vs. gibi yapıları da Suriye de örgütleyince iç savaş ve bölünme hızlandı. Bunu fırsat bilen PYD ve İŞİD le mücadele adı altında Esat yönetiminden de destek aldı. ABD’NİN hazırladığı senaryo gereği Suriye’nin topraklarının büyük bir bölümü, önce İŞİD e işgal ettirildi, daha sonra da emir gereği İŞİD’in işgal ettiği topraklardan çekilerek bu topraklara PYD yerleştirildi. ABD de bu işgali iyi organize etti. Doldur, boşalt modeliyle PYD tamamen güçlendirildi.
Devam edecek