Öteden beri halk arasında darbı mesel haline gelmiştir. Vakitli vakitsiz öten horozun başını keserler diye de ifade edilmiştir. Bu söz bir eylemin yada bir şeyin, uygun olmayan bir zamanında yapılmasının yada söylenmesinin, kişinin kendisi ve çevresi için zararlı sonuçlar doğurabileceğini ifade eder. Genellikle de, sabırsızlık, acelecilik ve düşüncesizce davranmanın getirebileceği olumsuz sorunları anlatmak için kullanırlar. Bir kararın verilmesi, yada bir işin icrası için uygun bir zamanın beklenmesi ve aceleci davranışların kötü sonuçlar doğurabileceğini öğütler.
Bu atasözünün çıkışı hikayesi literatür de şöyle anlatılır. Zamanın birinde baba horoz, eşi tavuk ve oğul horoz bir evin kümesinde mutlu mesut bir şekilde yaşıyorlardı. Ancak oğul horoz yeni yeni ötmeye başlayınca, gençliğinin verdiği merak ve heyecanla kendi kafasına buyruk zamanlı zamansız ötmeye başlamış. Ev sahibi de, horozun her ötüşünde, sabah namazı vakti geldi herhâlde deyip uyanırmış. Ancak bakar ki, daha ezanlara çok zaman var tekrar yatağa girermiş, bu zamansız ötüşlerin oğulları nın başına bir felaket getireceğini sezinleyen baba horoz, bir gün oğlunu önüne çekmiş; bana bak evladım, koca horoz oldun ,hala aklını başına almıyorsun. Her şeyin bir zamanı vardır. Horoz vaktinde ötmelidir. Böyle vakitli vakitsiz ötüp, milleti rahatsız etmeye devam edersen boynuna bıçağı dayarlar haberin olsun. Bizi de üzersin diye defalarca nasihat etmiş. Küçük horoz bu öğütleri anne babasından defalarca duymasına rağmen, kendi bildiğini okuyarak; ötmenin de zamanımı olurmuş, ne zaman keyfim isterse, o zaman öterim, kim ne karışır, diyerek kendini haklı çıkarırmış.
Küçük horoz yaptıklarında kendini her zaman haklı görürmüş ama bu gelişi güzel ötmeler sonunda, ev sahipleri homurdanmaya başlamışlar bile. “şu küçük horozu kesmek şart oldu artık. Kaç defa gece öttü de, sabah namazı vaktidir diye bizi yanlış uyandırdı.
Kümeste küçük horoz için devran bu şekilde devam edip giderken, bir sabah ev sahibi, kümesin kapısını açtığı gibi küçük horozu tutup götürmüş. Bu hareketin ne manaya geldiğini anlayan anne ve baba “eyvah evladımız gidiyor” diye feryadı figana başlamışlar. Akıbeti gözlerinin önüne gelen küçük horoz, belki son bir defa kurutulurum ümidiyle, “anneciğim-babacığım kurtarın beni” diyerek seslendiyse de nafile, bu feryatlara aldıran yok.
Bu değişmez bir kuraldır. Vakitsiz öten horozu keserler. Ama niçin kessinler? Çünkü ötmenin de bir zamanı vardır. Kendini horoz zanneden faniler, en azından vakitli ötmesini bilmelidir. Bilmelidir ki, bir işe yarasın. Yoksa kimse süs olsun diye horoz beslemez.
Halk arasında belki asırlarca binlerce kez tekrarlanmış” vakitsiz öten horozun başını keserler” atasözünün kaynağı da Zerdüşt inancına kadar dayanır. Zerdüştlüğün kutsal kitabı Avesta da horoz ve yılan hikayesinde değinildiği gibi, Mevlana’nın mesnevisinde de “ Horoz ve köpek” gibi hikayeler de de rastlıyoruz.
Yıllardır tekrarlanan bu atasözünü, bazılarımız sanki hiç duymamış gibi, iktidarın ülkeyi içine düşürdüğü kötü durumdan, istifade ederek, iktidar hayalleri kuran CHP, normal seçim takvimine üç buçuk seneden fazla bir zaman bulunmasına rağmen, vakitsizce hareket ederek, daha şimdiden fol yok yumurta yok misali, cumhurbaşkanı adayını tespitine yöneldi. Bu acelecilik niye? Sormak lazım… ana muhalefet partisi bu badirenin içine, İstanbul gibi on beş milyonluk devasa bir şehrin belediye başkanını da kattı. Seçildiğinden bugüne kadar geçen zaman dilimi içinde, görünür hiçbir başarısı daha sergilenmemiş olan sayın Ekrem İMAMOĞLUNU DA bu cendere içine attı. O da mal bulmuş mağribi gibi, kendisine sunulan bu payeyi, elma şekeri zannederek bu zokayı yuttu. Ülke daha yeni bir seçimden çıktığı halde, aradan bir sene geçtikten sonra sanki yeni bir seçim varmış gibi, ortamın gerilmesine ve toplumun ayrışmasına da sebep oldu. Devam edecek..
CHP Ekrem İMAMOĞLU yüzünden kendi ayağına kurşun sıkmış oldu. Zamansız öten horoz misali, daha genel seçimlere üç seneden fazla zaman varken, adaylık yoklaması yapmaya kalktı. Sayın İmamoğlu da bu işe düşünmeden taşınmadan balıklama daldı.
Daha şimdiden 2028 seçimlerinde kendisini Cumhurbaşkanlığ
Evet bu iktidar güç zehirlenmesine uğradı. Uyguladığı ekonomik politikalar nedeniyle, ülkeyi içinden çıkılmaz sorunlar yumağı haline getirdi. İnsanlar ve kurumlar ağırvergiler nedeniyle pres altında kalmış gibi ezilmeye başladı. Artan maliyetler nedeniyle üretim durma noktasına geldi. Sadece beslenm
Öteden beri halk arasında darbı mesel haline gelmiştir. Vakitli vakitsiz öten horozun başını keserler diye de ifade edilmiştir. Bu söz bir eylemin yada bir şeyin, uygun olmayan bir zamanında yapılmasının yada söylenmesinin, kişinin kendisi ve çevresi için zararlı sonuçlar doğurabileceğini ifade eder
İnsanlar eskiden de politize olmuşlardı, ama bugünkü kadar değildi. 11. Ekim 1999 tarihli internette var olan bir TV kaydında, N. Erbakan, Doğu Perinçek, B. Ecevit, S. Demirel, M. Yılmaz ve Erdal İnönü aynı stüdyo karesinde ve masa başındalar. Her biri o gün bir siyasi partinin başkanı olan bu ze
Allah(cc) insanı fiziki görünen ve düşünce bazında mükemmel bir şekilde yaratmıştır. Yaşadığı çevreye uyum sağlamada ve insanlarla diyalog kurmada, canlı ve cansız varlıklar arasında insanoğlundan daha değerli bir varlık göremeyiz. Hatta tüm insanlık içinde bile her insan tek tek ayrı bir değerdedir
Türkiye’mizde gündem öyle çabuk gelişiyor ki, olayların seyrine kendimizi kaptırırken, çoğu zaman asıl gündemi kaçırıyoruz. Halbuki bir Müslüman olarak bize lazım gelen, belki de manevi hayatımızın kurtuluşuna vesile olabilecek, yaradılış gayemizin yaşanma biçiminde bizlere ve insanlığa yol göstere
Günümüz coğrafyasında yer alan devletlerin en önemli ihtiyaçlarından ve belki de birinci sırasında enerji ihtiyacı yer alır. Devletlerin gelişmişlik kriterleri enerji üretimi ile ölçülmektedir. Bir devlet kendi yasal coğrafyası içerisinde kendi kendine yetebilecek seviyede enerji üretebiliyorsa, gel
13 Şubat Perşembe gecesiBerat Kandilini idrak ettik.
Cenabı hak Kuran-ı Kerim’de bazı gün ve ayların fazilet bakımından üstün olduğunu, Peygamberimiz (SAV) de kuvvetle nakledilen bazı hadis-i şerifler de de zikrederek, diğer gün ve aylara olan üstünlüklerini saymıştır. Örneğin beldeler içinde ayett
Erbakan ın deyimiyle kadayıfın altının kızardığını gören İsrail, önce kendi toprakları içinde saydığı Filistin topraklarını işgale başladı. Bütün dünya devletlerinin ve 50 de fazla İslam ülkesinin gözleri önünde, Gazze de onbinlerce sivili , çoluk, çocuk yaşlı genç demeden bombalayarak katliamlara b
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Yeni Marmara Gazetesi
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
ERKEN ÖTEN HOROZUN… 1
Öteden beri halk arasında darbı mesel haline gelmiştir. Vakitli vakitsiz öten horozun başını keserler diye de ifade edilmiştir. Bu söz bir eylemin yada bir şeyin, uygun olmayan bir zamanında yapılmasının yada söylenmesinin, kişinin kendisi ve çevresi için zararlı sonuçlar doğurabileceğini ifade eder. Genellikle de, sabırsızlık, acelecilik ve düşüncesizce davranmanın getirebileceği olumsuz sorunları anlatmak için kullanırlar. Bir kararın verilmesi, yada bir işin icrası için uygun bir zamanın beklenmesi ve aceleci davranışların kötü sonuçlar doğurabileceğini öğütler.
Bu atasözünün çıkışı hikayesi literatür de şöyle anlatılır. Zamanın birinde baba horoz, eşi tavuk ve oğul horoz bir evin kümesinde mutlu mesut bir şekilde yaşıyorlardı. Ancak oğul horoz yeni yeni ötmeye başlayınca, gençliğinin verdiği merak ve heyecanla kendi kafasına buyruk zamanlı zamansız ötmeye başlamış. Ev sahibi de, horozun her ötüşünde, sabah namazı vakti geldi herhâlde deyip uyanırmış. Ancak bakar ki, daha ezanlara çok zaman var tekrar yatağa girermiş, bu zamansız ötüşlerin oğulları nın başına bir felaket getireceğini sezinleyen baba horoz, bir gün oğlunu önüne çekmiş; bana bak evladım, koca horoz oldun ,hala aklını başına almıyorsun. Her şeyin bir zamanı vardır. Horoz vaktinde ötmelidir. Böyle vakitli vakitsiz ötüp, milleti rahatsız etmeye devam edersen boynuna bıçağı dayarlar haberin olsun. Bizi de üzersin diye defalarca nasihat etmiş. Küçük horoz bu öğütleri anne babasından defalarca duymasına rağmen, kendi bildiğini okuyarak; ötmenin de zamanımı olurmuş, ne zaman keyfim isterse, o zaman öterim, kim ne karışır, diyerek kendini haklı çıkarırmış.
Küçük horoz yaptıklarında kendini her zaman haklı görürmüş ama bu gelişi güzel ötmeler sonunda, ev sahipleri homurdanmaya başlamışlar bile. “şu küçük horozu kesmek şart oldu artık. Kaç defa gece öttü de, sabah namazı vaktidir diye bizi yanlış uyandırdı.
Kümeste küçük horoz için devran bu şekilde devam edip giderken, bir sabah ev sahibi, kümesin kapısını açtığı gibi küçük horozu tutup götürmüş. Bu hareketin ne manaya geldiğini anlayan anne ve baba “eyvah evladımız gidiyor” diye feryadı figana başlamışlar. Akıbeti gözlerinin önüne gelen küçük horoz, belki son bir defa kurutulurum ümidiyle, “anneciğim-babacığım kurtarın beni” diyerek seslendiyse de nafile, bu feryatlara aldıran yok.
Bu değişmez bir kuraldır. Vakitsiz öten horozu keserler. Ama niçin kessinler? Çünkü ötmenin de bir zamanı vardır. Kendini horoz zanneden faniler, en azından vakitli ötmesini bilmelidir. Bilmelidir ki, bir işe yarasın. Yoksa kimse süs olsun diye horoz beslemez.
Halk arasında belki asırlarca binlerce kez tekrarlanmış” vakitsiz öten horozun başını keserler” atasözünün kaynağı da Zerdüşt inancına kadar dayanır. Zerdüştlüğün kutsal kitabı Avesta da horoz ve yılan hikayesinde değinildiği gibi, Mevlana’nın mesnevisinde de “ Horoz ve köpek” gibi hikayeler de de rastlıyoruz.
Yıllardır tekrarlanan bu atasözünü, bazılarımız sanki hiç duymamış gibi, iktidarın ülkeyi içine düşürdüğü kötü durumdan, istifade ederek, iktidar hayalleri kuran CHP, normal seçim takvimine üç buçuk seneden fazla bir zaman bulunmasına rağmen, vakitsizce hareket ederek, daha şimdiden fol yok yumurta yok misali, cumhurbaşkanı adayını tespitine yöneldi. Bu acelecilik niye? Sormak lazım… ana muhalefet partisi bu badirenin içine, İstanbul gibi on beş milyonluk devasa bir şehrin belediye başkanını da kattı. Seçildiğinden bugüne kadar geçen zaman dilimi içinde, görünür hiçbir başarısı daha sergilenmemiş olan sayın Ekrem İMAMOĞLUNU DA bu cendere içine attı. O da mal bulmuş mağribi gibi, kendisine sunulan bu payeyi, elma şekeri zannederek bu zokayı yuttu. Ülke daha yeni bir seçimden çıktığı halde, aradan bir sene geçtikten sonra sanki yeni bir seçim varmış gibi, ortamın gerilmesine ve toplumun ayrışmasına da sebep oldu. Devam edecek..
-------------------------------------------------------------------------------------
ERKEN ÖTEN HOROZ… (3)
03.04.2025 21:00CHP Ekrem İMAMOĞLU yüzünden kendi ayağına kurşun sıkmış oldu. Zamansız öten horoz misali, daha genel seçimlere üç seneden fazla zaman varken, adaylık yoklaması yapmaya kalktı. Sayın İmamoğlu da bu işe düşünmeden taşınmadan balıklama daldı. Daha şimdiden 2028 seçimlerinde kendisini Cumhurbaşkanlığ
ERKEN ÖTEN HOROZ… 2
02.04.2025 16:58Evet bu iktidar güç zehirlenmesine uğradı. Uyguladığı ekonomik politikalar nedeniyle, ülkeyi içinden çıkılmaz sorunlar yumağı haline getirdi. İnsanlar ve kurumlar ağırvergiler nedeniyle pres altında kalmış gibi ezilmeye başladı. Artan maliyetler nedeniyle üretim durma noktasına geldi. Sadece beslenm
ERKEN ÖTEN HOROZUN… 1
01.04.2025 12:41Öteden beri halk arasında darbı mesel haline gelmiştir. Vakitli vakitsiz öten horozun başını keserler diye de ifade edilmiştir. Bu söz bir eylemin yada bir şeyin, uygun olmayan bir zamanında yapılmasının yada söylenmesinin, kişinin kendisi ve çevresi için zararlı sonuçlar doğurabileceğini ifade eder
POLİTİZE OLMAK ÜZERİNE (2)
23.03.2025 19:13İnsanlar eskiden de politize olmuşlardı, ama bugünkü kadar değildi. 11. Ekim 1999 tarihli internette var olan bir TV kaydında, N. Erbakan, Doğu Perinçek, B. Ecevit, S. Demirel, M. Yılmaz ve Erdal İnönü aynı stüdyo karesinde ve masa başındalar. Her biri o gün bir siyasi partinin başkanı olan bu ze
POLİTİZE OLMAK ÜZERİNE (1)
22.03.2025 16:58Allah(cc) insanı fiziki görünen ve düşünce bazında mükemmel bir şekilde yaratmıştır. Yaşadığı çevreye uyum sağlamada ve insanlarla diyalog kurmada, canlı ve cansız varlıklar arasında insanoğlundan daha değerli bir varlık göremeyiz. Hatta tüm insanlık içinde bile her insan tek tek ayrı bir değerdedir
HZ. PEYGAMBERİMİZİN İNSANİ YÖNÜ
08.03.2025 22:18Türkiye’mizde gündem öyle çabuk gelişiyor ki, olayların seyrine kendimizi kaptırırken, çoğu zaman asıl gündemi kaçırıyoruz. Halbuki bir Müslüman olarak bize lazım gelen, belki de manevi hayatımızın kurtuluşuna vesile olabilecek, yaradılış gayemizin yaşanma biçiminde bizlere ve insanlığa yol göstere
TEHLİKE ÇEMBERİ
15.02.2025 18:20Günümüz coğrafyasında yer alan devletlerin en önemli ihtiyaçlarından ve belki de birinci sırasında enerji ihtiyacı yer alır. Devletlerin gelişmişlik kriterleri enerji üretimi ile ölçülmektedir. Bir devlet kendi yasal coğrafyası içerisinde kendi kendine yetebilecek seviyede enerji üretebiliyorsa, gel
BERAT KANDİLİ NEDENİYLE…
13.02.2025 22:1813 Şubat Perşembe gecesiBerat Kandilini idrak ettik. Cenabı hak Kuran-ı Kerim’de bazı gün ve ayların fazilet bakımından üstün olduğunu, Peygamberimiz (SAV) de kuvvetle nakledilen bazı hadis-i şerifler de de zikrederek, diğer gün ve aylara olan üstünlüklerini saymıştır. Örneğin beldeler içinde ayett
ACABA YİNE KANDIRILIYOR MUYUZ? (6)
06.02.2025 18:16Erbakan ın deyimiyle kadayıfın altının kızardığını gören İsrail, önce kendi toprakları içinde saydığı Filistin topraklarını işgale başladı. Bütün dünya devletlerinin ve 50 de fazla İslam ülkesinin gözleri önünde, Gazze de onbinlerce sivili , çoluk, çocuk yaşlı genç demeden bombalayarak katliamlara b