Hava Durumu

NEDEN KUTUPLAŞIYORUZ? 

Yazının Giriş Tarihi: 30.11.2024 19:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 30.11.2024 19:11

Günümüz Müslümanlarının en büyük sorunlarından biri sevgi de yergi de aşırıya gitmektir. Evet, insan bir kadını sevebilir, evladını anne ve babasını sevebilir. Başındaki idarecisini, partisini ve liderini diğerlerinden üstün tutarak sevebilir. Ancak bilhassa kişilere ve kurumlara olan sevgimiz dozunda ve kararında kalmalı, aşırılığa kaçmamalıdır. İfrat dediğimiz aşırılık siyasi kültürümüzde sıkça görülen bir hastalıktır. Demokrasileri tam anlamıyla kurumsallaşmamış toplum ve devlet yapılarında, sadakat ve itaat kurumlara ve kurallara değil, şahıslara özgü haline gelmiştir. Bu düşünce tarzı da zamanla lider sultasına dönüşmüş, lider mevkiinde olan fanilerin her söylediği, fiilleri, akıl süzgecinden geçmeden yasal ve yanlış olsalar bile, meşrulaştırılmıştır. Bu şekilde kendi ruhu ve düşüncesi kutsanan liderler de zaman geçtikçe kendilerinin layüs-el olduğunu düşünerek kibir putları haline dönüşmüşlerdir. Bu tip liderler de söylem ve eylemlerini akıl süzgecinden geçiren kişilerle pek çalışmak istemezler. Her zaman ve her yerde mutlak biatçılar arar ve yalaka tabir edilen avene ile çalışırlar. Hatta o kadar ileri giderler ki, kendilerini hâkim yerine koyarak devletin tüm kurum ve kuruluşlarını, STKları, medyayı kendine bende olarak görür ve boyun eğdirirler.

Ebetteki kolektif şuurdan yoksun, birlik ruhunu tek bir liderin şahsında gören, zihniyet anlayışından uzak ülkelerde; ömrünüzü ve servetinizi harcadığınız partinizde lideri kızdırdığınızda bir gecede hain olmanız işten bile değildir. Çünkü kendi egosunu tanrı gibi gören lider, karşısında çatlak ses çıkarmasını istemez, kendisini eleştiriye tahammül edemez. Hukuk onlar için bir argümandır, yeri geldiğinde kullanabilecekleri bir metadır. Gerektiğinde kendileri hukuka uymadıkları gibi, hukuku kendilerine uydururlar. Böyle bir liderin sultasında milletten maaşını alan bürokratlar, hukuka göre değil, liderin ağzından çıkacak söze hareket ederler.

Türkiye, bugüne kadar, bu tip liderleri ve parti tiranlarını çok gördü. Cumhuriyettin kuruluşundan itibaren devleti idare eden parti liderlerinin hepsi tabiri caizse “dediğim dedik” öttürdüğüm düdük” diyen cinstendi. Amblemlerinde görülen okların temsil ettiği umdelerin hiçbirisinin ifade ettikleri manalara bağlı kalınmadı. Yine lider hem partisini ve hem de devleti tek başına idare etti. Maalesef çok partili sisteme geçildikten sonra da bir şey değişmedi. Ve hatta uygulamalar ve baskılar nedeniyle devleti tağut görenlerin, zamanla güç zehirlenmesine uğraması ve akabinde kendileri ile birlikte, devletleşen partilerini ya da partileşen devleti tabulaştırmaya başlamaları ilginç bir paradokstur.

Dini ve siyasi putlaştırma tehlikeli olmakla beraber, en korkuncu, dini ve siyasi kişiliği kendinde birleştirdiğini zanneden, siyasi gücü elinde tuttuğundan etrafı dalkavuklarca çevrelenen, tüm dost uyarılarına kulağını kapayan, meczup olduğunun dahi farkında olmayan tiplerdir. Allah (CC) bir Müslümanın kimi, nasıl ve ne kadar seveceği, sevgisinin hudutlarını açıkça vaaz etmiştir. Bakara süresi 165. Ayetinde “İnsanlardan bazıları da Allah’tan başkasını eş, ortak edinir ve Allah’ı seviyor gibi onları severler. İman edenlerin Allah’a olan muhabbeti ise daha fazladır.”

Aşırı sevgi insan da putlaştırma olgusunu doğurur. Bununda ilk aşaması hafi (gizli) şirktir. Zira şirk önce masumane niyetlerin perdesi arkasına gizlenerek başlar. Onun içindir ki peygamberimiz, (SAV) yüze karşı övülme gibi masumane davranışı hoş karşılamamıştır. Çünkü yüze karşı övgü kişideki kibir mikrobunu canlandırır. Allah’ın rızasını unutup, insanlara riya ve gösterişte bulunmak, Allah’ın insanların yaşaması için araç kıldığı mahlûkata olduğundan fazla önem vererek amaç edinmek, onları tesir gücüne sahip olduğunu zannetmek, İman açısından tehlikeli ve gizli şirkin ilk adımıdır. Unutmayalım ki İslam’dan önce Kâbe içinde bulunan Hubel, Lat., Menat ve Uzza isimli putlar Hz. Nuh devrinde yaşayan iyi huylu, cömert ve Salih insanların adıdır. Bu insanlar ölünce onların resimleri sonra heykelleri yapılmış ve zaman geçtikçe halk onlara tapınmaya başlamıştı. İşte sevgi ve saygı da aşırılığa gidip ilahi çizgi aşılınca, iş Allah’a şirk koşmaya kadar gidebilmektedir.

Ne hikmetse hala bazı gafil fanatik ve partisini ideolojik idol haline getirmiş insanlar hala seçimlerin bittiğinin ve kendi kaderi ve geçim sıkıntısı ile baş başa kaldığının farkında değil. Üzülerek belirteyim ki iktidarın başındakiler da bu kutuplaşma kavgalarına çanak tutuyorlar. Ama bu gidişat memlekette iç savaşı körükler. Hiç yoktan aynı köyde ve mahallede birlikte yaşadığımız, aynı sokağın çamurunu birlikte çiğnediğimiz arkadaş ve komşularımızla, sırf parti yüzünden ayrışma ve kin besleme durumunda kalabiliriz.

Kutuplaşma siyasetinden Türkiye acilen kurtulmalı, bizi idare edenler, parti mezhep, siyah beyaz ayrımı yapmadan gönül gözüyle insanlara bakmalıdır. Bu bir ülkenin beka meselesidir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.