Yaşadığı çevreye uyum sağlamada ve insanlarla diyalog kurmada, canlı ve cansız varlıklar arasında insanoğlundan daha değerli bir varlık göremeyiz. Hatta tüm insanlık içinde bile her insan tek tek ayrı bir değerdedir. Diyebiliriz ki bu değer ve farklılıkları nedeniyle, alemin kimyası insan denilen varlıkta toplanmıştır. Akıl dediğimiz en büyük nimet ona verilmiştir. Akıl sayesindedir ki insan sorumluluk altına girmiştir. Varlığı ile müşerref olduğumuz kuran-ı kerim ve İslam olma nimeti de akıllı insanın omuzları üzerindedir. Bunun içindir ki insanı değerli kılan her şeyde bir değerdir ve de değerlidir. İnsan olmak akıllı olmaktan geçer. Onun içindir ki insanoğlu her daim aklını ölçülü kullanmalıdır. Olaylar karşısında itidalli, hadiseleri değerlemede mantıklı olmalıdır. Bilgiyle beslenen, gıdasını vahiy denilen üstün değerden alan akıl doğru düşünebilir, objektif olabilir.. Nefsin isteklerinden beslenen bir akıl, dış etkileşimlere her zaman aşıktır. Olaylara bakış açısı sakat ve hata yapma ihtimali yüksektir.
Çabucak politize olur. Manasız ideallerin peşine düşerek, sahibini düşünmeyen, fikir üretmeyen, sadece emiralan bir robot haline dönüştürür.
Ülkemizde uygulanan yanlış eğitim politikaları yüzünden insanlarımız muhakeme gücünü yitirdi. Bilgiyi kaynağından almadığımız için de, internet denilen bir mekaniğin esiri haline dönüştük.
Sanal âlemden aldığımız, maneviyattan yoksun bilgiler reel dünyamızı aydınlatacağı yerde zifiri karanlığa mahkûm etti. Düşünce yapımızı sağlam temeller üzerine koyamadığımız içinde, kendi öz benliğimizden sıyrılıp, çabuk politize olur hale geldik.
Toplum siyasi demagoglar tarafından o kadar politize edildi ki, memleket meselesini, kendi sıkıntılarımızı çözme de hep politik kavramlara yaslanmaya başladık. Onun içindeki köyde ve şehirde bir kahveye oturup sohbete başladığımızda hemen politikayı konuşuyoruz. Memleketin bütün dertlerini, sorunlarının çözümünü hep siyasilerin gözünden görmeye başlıyor, siyasetin bizi düzlüğe çıkaracağına inanır hale geldik…
Sohbetlerimizde konuşmalarımızda bilgi birikimimiz olmadığı için hemen kurtarıcı gibi politikaya yaslanıyoruz.
Böyle olunca bizler politikanın beyinlerimize kazıdığı şartlandırılmışlık mekanizması içinde meselelerimizi hallettik sanıyoruz, ama acı bir gerçektir ki politikacılardan bizi idare edenler bu durumdan habersiz. insanların politize olması beraberinde de ayrışmayı ve kutuplaşmayı getiriyor.
Bunun sonucunda herkes kendi siyasi partisinin görüşlerini doğru zannediyor ve bunu da hiç düşünmeden peşinen kabul ediyor.
Artık bu politize olmuş beyinlere ne kadar uğraşırsan uğraş etki edemiyor ve ona hak ve hakikati anlatamıyorsun. Onun kafa yapısı politize olarak şartlandığı için dışarıdan gelen olumlu yada olumsuz telkinlere ve bilgilere kapalı halde duruyor. Ayeti kerimede de belirtildiği gibi “onların gözleri var, görmezler, kulakları var, duymazlar onlar kör ve sağırdırlar” hitabı sanki politize olanlara söylenmiş gibidir.
Devam edecek…
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
POLİTİZE OLMAK ÜZERE (1)
Yaşadığı çevreye uyum sağlamada ve insanlarla diyalog kurmada, canlı ve cansız varlıklar arasında insanoğlundan daha değerli bir varlık göremeyiz. Hatta tüm insanlık içinde bile her insan tek tek ayrı bir değerdedir. Diyebiliriz ki bu değer ve farklılıkları nedeniyle, alemin kimyası insan denilen varlıkta toplanmıştır. Akıl dediğimiz en büyük nimet ona verilmiştir. Akıl sayesindedir ki insan sorumluluk altına girmiştir. Varlığı ile müşerref olduğumuz kuran-ı kerim ve İslam olma nimeti de akıllı insanın omuzları üzerindedir. Bunun içindir ki insanı değerli kılan her şeyde bir değerdir ve de değerlidir. İnsan olmak akıllı olmaktan geçer. Onun içindir ki insanoğlu her daim aklını ölçülü kullanmalıdır. Olaylar karşısında itidalli, hadiseleri değerlemede mantıklı olmalıdır. Bilgiyle beslenen, gıdasını vahiy denilen üstün değerden alan akıl doğru düşünebilir, objektif olabilir.. Nefsin isteklerinden beslenen bir akıl, dış etkileşimlere her zaman aşıktır. Olaylara bakış açısı sakat ve hata yapma ihtimali yüksektir.
Çabucak politize olur. Manasız ideallerin peşine düşerek, sahibini düşünmeyen, fikir üretmeyen, sadece emiralan bir robot haline dönüştürür.
Ülkemizde uygulanan yanlış eğitim politikaları yüzünden insanlarımız muhakeme gücünü yitirdi. Bilgiyi kaynağından almadığımız için de, internet denilen bir mekaniğin esiri haline dönüştük.
Sanal âlemden aldığımız, maneviyattan yoksun bilgiler reel dünyamızı aydınlatacağı yerde zifiri karanlığa mahkûm etti. Düşünce yapımızı sağlam temeller üzerine koyamadığımız içinde, kendi öz benliğimizden sıyrılıp, çabuk politize olur hale geldik.
Toplum siyasi demagoglar tarafından o kadar politize edildi ki, memleket meselesini, kendi sıkıntılarımızı çözme de hep politik kavramlara yaslanmaya başladık. Onun içindeki köyde ve şehirde bir kahveye oturup sohbete başladığımızda hemen politikayı konuşuyoruz. Memleketin bütün dertlerini, sorunlarının çözümünü hep siyasilerin gözünden görmeye başlıyor, siyasetin bizi düzlüğe çıkaracağına inanır hale geldik…
Sohbetlerimizde konuşmalarımızda bilgi birikimimiz olmadığı için hemen kurtarıcı gibi politikaya yaslanıyoruz.
Böyle olunca bizler politikanın beyinlerimize kazıdığı şartlandırılmışlık mekanizması içinde meselelerimizi hallettik sanıyoruz, ama acı bir gerçektir ki politikacılardan bizi idare edenler bu durumdan habersiz. insanların politize olması beraberinde de ayrışmayı ve kutuplaşmayı getiriyor.
Bunun sonucunda herkes kendi siyasi partisinin görüşlerini doğru zannediyor ve bunu da hiç düşünmeden peşinen kabul ediyor.
Artık bu politize olmuş beyinlere ne kadar uğraşırsan uğraş etki edemiyor ve ona hak ve hakikati anlatamıyorsun. Onun kafa yapısı politize olarak şartlandığı için dışarıdan gelen olumlu yada olumsuz telkinlere ve bilgilere kapalı halde duruyor. Ayeti kerimede de belirtildiği gibi “onların gözleri var, görmezler, kulakları var, duymazlar onlar kör ve sağırdırlar” hitabı sanki politize olanlara söylenmiş gibidir.
Devam edecek…