Yukarıda bir kısmını tadat ettiğimiz, hükümlerin toplumda uygulandığı ilk yazılı Anayasa metinleri, Peygamberimizin Mekke den ayrılıp Medine hicret ettiğinde orada yaşayan halklarla akdettiği 40 maddelik Medine sözleşmesidir. O tarihte Medine de yaşayan, Yahudiler, müşriker bu sözleşme altına imza koymuşlardır. O güne kadar Arap’lar da pek görmediğimiz, şehir hayatının tanzimine dair bir sözlemedir Medine sözleşmesi.
Sözleşmenin en önemli maddeleri şunlardır;
Müslüman ve Yahudi topluluklar barış içerisinde yaşayacaklardı.
Şehrin dışından gelen saldırılarda, hep birlik olunacak ve şehir savunması birlikte yapılacaktır.
Yahudiler dinlerinde serbest olacaktır.
İki taraftan birinin, üçüncü bir tarafla olan anlaşmazlığında diğer taraf yanında yer alacaktır.
Yahudiler ve Müslümanlar arasında olacak anlaşmazlıklar da, Hz Muhammed hakem olarak kabul edilecektir.
Her topluluk kendine ait bölgeden sorumlu olacaktır.
Çıkacak bütün anlaşmazlıklar Allah’a ve resulüne sunulacaktır.
Medine Sözleşmesinin içeriğinde bulunan konular ise şunlardır;
Adalet; Antlaşmanın çoğu maddesi herkese eşit olarak adalet sağlanmasını öngörüyordu. Bu anayasa herkese adalet götürme, adli işlerin idare edilmesi konularında devrim yapmıştır. Adalette yetkiler kişilerden alınarak, merkezi idareye bağlanmıştır. Artık kabileler içinde suçlular cezalandırılmayacak, her şey merkezi idarenin elinde olacaktır. Suçlular ve mağdurlar merkezi idare tarafından değerlendirilecekti. Bütün mümin kişiler suç işleyenlere karşı merkezi idareye yardım etmekle mükellef kılınmıştır. Yahudilerin topluluğa girme nedeni de, zaten herkesin eşit muamele görmesidir. Artık kabile reislerinin otoritesi alınmış, merkezi idare kişilerde adaletin olduğu duygusunu uyandırmıştır.
Suçun şahsiliği; anlatşmada suçun şahsiliği konusunda vurgular yapılmış, hiçbir günah başkasına yüklenemez denilmiştir.
Sigorta; Antlaşma savaşta esir düşenlerin, ölüm yada yaralama hallerinde diyet ödeyebilmek için, sigorta kurumu olmasını öngörmüştür. Artık Müslümanlar kendi aralarında değil, kabileler arasında da, paylaşım kabul edilmiştir.
Vatandaşlık ve savunma; Antlaşma din, dil ve ırk gözetmeksizin herkesi eşit bir şekil de vatandaş olarak kabul etmiştir. Savaş durumunda herkesin kendi giderini karşılaması gerektiği kabul edilmiştir.
Medine şehrinin sınırları; antlaşmadan önce dağınık bir yerleşim olması sebebiyle, şehrin sınırları belirlenmiştir. Medine merkezin ve ovasının sınırları bu şekilde belirlenmiştir.
Din özgürlüğü ve takva; antlaşma herkese din özgürlüğünü getirmiştir. Yahudilerin kendi dinlerine göre muhakeme edilebilmesinin önü açılmıştır. Bazı maddeler de ise, Allah korkusu ve toplum hayatındaki rolü üzerinde durulmuştur. Takvanın adaletin temeli olduğu konusu üzerinde açık ifadeler konmuştur. Takvanın en üstü kanunlara itaat etmektir, denmiştir.
Müslümanlarla ilgili maddeler; antlaşma Müslümanların birbirlerine yardımcı olmakla mükellef olduğunu ifade etmektedir. Müminlerin kardeşliğine değinilmiş, müminlerin suçluları korumaması gerektiği belirtilmiştir.
Devam edecek
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
YENİ ANAYASAMI? YOKSA DEĞİŞTİRMEK Mİ? ( 6)
Yukarıda bir kısmını tadat ettiğimiz, hükümlerin toplumda uygulandığı ilk yazılı Anayasa metinleri, Peygamberimizin Mekke den ayrılıp Medine hicret ettiğinde orada yaşayan halklarla akdettiği 40 maddelik Medine sözleşmesidir. O tarihte Medine de yaşayan, Yahudiler, müşriker bu sözleşme altına imza koymuşlardır. O güne kadar Arap’lar da pek görmediğimiz, şehir hayatının tanzimine dair bir sözlemedir Medine sözleşmesi.
Sözleşmenin en önemli maddeleri şunlardır;
Müslüman ve Yahudi topluluklar barış içerisinde yaşayacaklardı. Şehrin dışından gelen saldırılarda, hep birlik olunacak ve şehir savunması birlikte yapılacaktır. Yahudiler dinlerinde serbest olacaktır. İki taraftan birinin, üçüncü bir tarafla olan anlaşmazlığında diğer taraf yanında yer alacaktır. Yahudiler ve Müslümanlar arasında olacak anlaşmazlıklar da, Hz Muhammed hakem olarak kabul edilecektir. Her topluluk kendine ait bölgeden sorumlu olacaktır. Çıkacak bütün anlaşmazlıklar Allah’a ve resulüne sunulacaktır.Medine Sözleşmesinin içeriğinde bulunan konular ise şunlardır;
Adalet; Antlaşmanın çoğu maddesi herkese eşit olarak adalet sağlanmasını öngörüyordu. Bu anayasa herkese adalet götürme, adli işlerin idare edilmesi konularında devrim yapmıştır. Adalette yetkiler kişilerden alınarak, merkezi idareye bağlanmıştır. Artık kabileler içinde suçlular cezalandırılmayacak, her şey merkezi idarenin elinde olacaktır. Suçlular ve mağdurlar merkezi idare tarafından değerlendirilecekti. Bütün mümin kişiler suç işleyenlere karşı merkezi idareye yardım etmekle mükellef kılınmıştır. Yahudilerin topluluğa girme nedeni de, zaten herkesin eşit muamele görmesidir. Artık kabile reislerinin otoritesi alınmış, merkezi idare kişilerde adaletin olduğu duygusunu uyandırmıştır.
Suçun şahsiliği; anlatşmada suçun şahsiliği konusunda vurgular yapılmış, hiçbir günah başkasına yüklenemez denilmiştir.
Sigorta; Antlaşma savaşta esir düşenlerin, ölüm yada yaralama hallerinde diyet ödeyebilmek için, sigorta kurumu olmasını öngörmüştür. Artık Müslümanlar kendi aralarında değil, kabileler arasında da, paylaşım kabul edilmiştir.
Vatandaşlık ve savunma; Antlaşma din, dil ve ırk gözetmeksizin herkesi eşit bir şekil de vatandaş olarak kabul etmiştir. Savaş durumunda herkesin kendi giderini karşılaması gerektiği kabul edilmiştir.
Medine şehrinin sınırları; antlaşmadan önce dağınık bir yerleşim olması sebebiyle, şehrin sınırları belirlenmiştir. Medine merkezin ve ovasının sınırları bu şekilde belirlenmiştir.
Din özgürlüğü ve takva; antlaşma herkese din özgürlüğünü getirmiştir. Yahudilerin kendi dinlerine göre muhakeme edilebilmesinin önü açılmıştır. Bazı maddeler de ise, Allah korkusu ve toplum hayatındaki rolü üzerinde durulmuştur. Takvanın adaletin temeli olduğu konusu üzerinde açık ifadeler konmuştur. Takvanın en üstü kanunlara itaat etmektir, denmiştir.
Müslümanlarla ilgili maddeler; antlaşma Müslümanların birbirlerine yardımcı olmakla mükellef olduğunu ifade etmektedir. Müminlerin kardeşliğine değinilmiş, müminlerin suçluları korumaması gerektiği belirtilmiştir.
Devam edecek