Günümüz insan hakları ve Anayasalara örnek teşkil edebilecek bazı hükümler, Peygamberimizin Veda hutbesinde de yar almıştır. Peygamberimizin vefat etmeden üç dört ay kadar önce, hac farizasını eda etmek üzere Mekke ye gelmiş ve o tarihlerde bazılarına göre 24.000 bazılarına göre de 124.000 kişilik bir kitleye Cuma hutbesinde vaaz ve nasihatler etmiştir. Veda hutbesi, değişmez prensip, kanun ve nizamlar olarak, 14 asırdır, bütün insanlığın ulaşabildiği seviyenin üzerinde bir insan hakları anlayışı getirmiştir.
Konuşmasının girişinde: ‘’ Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyin! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle bir daha buluşamayacağım ‘’
‘’ İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarımız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz Mekke nasıl öyle mukaddestir. Her türlü tecavüzden, ( hak ihlalinden ) korunmuştur. ‘’
‘’ Ashabım! Muhakkak rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyin ve birbirinizi öldürmeyin. ‘’
‘’ Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. Lakin ana paramız size aittir. Ne zulmediniz, nede zalime boyun eğiniz! ‘’
‘’ Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları tamamen kaldırılmıştır. ‘’
‘’ Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu husus da Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.
Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız. Kadınların sizin üzerinizde hakkı vardır. Kadınların sizin üzerinizdeki hakkı, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
‘’ Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uyuduğunuz müddetçe, yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın Kitabı ve Peygamberin sünnetidir. ‘’
‘’ Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve belleyiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslümanın kardeşinin kanıda, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse müstesnadır.
‘’ Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanında arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, beyaz tenlinin siyaha, siyah tenlinin de beyaz tenliye üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allahtan korkmaktadır. Azası kesik siyahi bir köle başınıza emir olarak tayin edilse ve sizi Allah’ın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Herkes yaptığından sorunludur.
Peygamberimiz tarafından son haccında, insanlara hitabı olan veda hutbesinde, bugün Anayasa metinlerine girmesi gereken bir sürü hükümler vardır. Dikkat edilirse, bu hutbe de vazedilen hak ve hürriyetlerin çoğu, modern Anayasalar da yer almıştır. Özgürlükler, yaşam, Mülkiyet, kişilik hakları ve buna benzer bir sürü insan hakları, bozulmamış ilahi kitapların hepsinde vardır. Zaten hak ve özgürlük Hz. Ademden günümüze kadar tekamül ederek gelmiştir. Bu haklar insanlığın ortak değerleridir. Bazılarının ileri sürdüğü gibi, Fransızların ‘’ insan hakları beyannamesi ‘’ , İngilizlerin ‘’ Magna Carta ‘’ sı bu haklar insanlara tanındı demek, safdillik ve cehaletten başkası değildir.
Devam edecek
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
RECEP ACAR
YENİ ANAYASAMI? YOKSA DEĞİŞTİRMEK Mİ? ( 7)
Günümüz insan hakları ve Anayasalara örnek teşkil edebilecek bazı hükümler, Peygamberimizin Veda hutbesinde de yar almıştır. Peygamberimizin vefat etmeden üç dört ay kadar önce, hac farizasını eda etmek üzere Mekke ye gelmiş ve o tarihlerde bazılarına göre 24.000 bazılarına göre de 124.000 kişilik bir kitleye Cuma hutbesinde vaaz ve nasihatler etmiştir. Veda hutbesi, değişmez prensip, kanun ve nizamlar olarak, 14 asırdır, bütün insanlığın ulaşabildiği seviyenin üzerinde bir insan hakları anlayışı getirmiştir.
Konuşmasının girişinde: ‘’ Ey insanlar! Sözümü iyi dinleyin! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle bir daha buluşamayacağım ‘’
‘’ İnsanlar! Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarımız nasıl mukaddes ay ise, bu şehriniz Mekke nasıl öyle mukaddestir. Her türlü tecavüzden, ( hak ihlalinden ) korunmuştur. ‘’
‘’ Ashabım! Muhakkak rabbinize kavuşacaksınız. O da sizi yaptıklarınızdan dolayı sorguya çekecektir. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönmeyin ve birbirinizi öldürmeyin. ‘’
‘’ Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa, onu hemen sahibine versin. Faizin her çeşidi kaldırılmıştır. Allah böyle hükmetmiştir. Lakin ana paramız size aittir. Ne zulmediniz, nede zalime boyun eğiniz! ‘’
‘’ Ashabım! Dikkat ediniz, cahiliyeden kalma bütün adetler kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Cahiliye devrinde güdülen kan davaları tamamen kaldırılmıştır. ‘’
‘’ Ey insanlar! Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu husus da Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim.
Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız ve onların namusunu kendinize Allah’ın emri ile helal kıldınız. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız. Kadınların sizin üzerinizde hakkı vardır. Kadınların sizin üzerinizdeki hakkı, meşru örf ve adete göre yiyecek ve giyeceklerini temin etmenizdir.
‘’ Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılıp uyuduğunuz müddetçe, yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanetler Allah’ın Kitabı ve Peygamberin sünnetidir. ‘’
‘’ Müminler! Sözümü iyi dinleyiniz ve belleyiniz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ve böylece bütün Müslümanlar kardeştirler. Bir Müslümanın kardeşinin kanıda, malı da helal olmaz. Fakat malını gönül hoşluğu ile vermişse müstesnadır.
‘’ Ey insanlar! Rabbiniz birdir. Hepiniz Adem’in çocuklarısınız. Arap’ın Arap olmayana, Arap olmayanında arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi, beyaz tenlinin siyaha, siyah tenlinin de beyaz tenliye üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takvada, Allahtan korkmaktadır. Azası kesik siyahi bir köle başınıza emir olarak tayin edilse ve sizi Allah’ın kitabı ile idare ederse onu dinleyiniz ve itaat ediniz. Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz. Baba oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz. Herkes yaptığından sorunludur.
Peygamberimiz tarafından son haccında, insanlara hitabı olan veda hutbesinde, bugün Anayasa metinlerine girmesi gereken bir sürü hükümler vardır. Dikkat edilirse, bu hutbe de vazedilen hak ve hürriyetlerin çoğu, modern Anayasalar da yer almıştır. Özgürlükler, yaşam, Mülkiyet, kişilik hakları ve buna benzer bir sürü insan hakları, bozulmamış ilahi kitapların hepsinde vardır. Zaten hak ve özgürlük Hz. Ademden günümüze kadar tekamül ederek gelmiştir. Bu haklar insanlığın ortak değerleridir. Bazılarının ileri sürdüğü gibi, Fransızların ‘’ insan hakları beyannamesi ‘’ , İngilizlerin ‘’ Magna Carta ‘’ sı bu haklar insanlara tanındı demek, safdillik ve cehaletten başkası değildir.
Devam edecek