Başkan Alinur Aktaş önceki gün bir basın toplantısı düzenledi ve Bursa için 7 önemli projeyi açıkladı.
Neler bunlar?
-Kültürpark'ın yanındaki 42 dönümlük yeşil alanın, kalan 18 dönümünde yer alan binaların temmuz sonuna kadar yıkılarak, o bölgede yeni yapılan Millet Bahçesi alanına dahil edilmesi.
-Hanlar Bölgesi'nin etrafının açılma çalışmaları. Bununla ilgili ağustos sonuna kadar anlaşılan kamu binalarının yıkımının gerçekleştirilmesi.
-İstanbul yolunda inşaat halinde uzanan T2 hattının ihalesinin ağustos sonuna kadar tamamlanması. 2021 yılı sonuna kadar da bitirilerek hizmete girmesi.
-Çelik Palas Oteli arkasında, 39 dönüm alan üzerinde, tam 32 yıldır öylece duran ek binanın eylül sona dek yıkılarak, buranın Millet Bahçesi'ne dönüştürülmesi.
-Doğanbey TOKİ konutlarının ortasındaki alanın, ekim sonuna kadar Millet Bahçesi yapılması için ihale edilmesi.
-Projesi hazır olan Gökdere Vadisi Millet Bahçesi'nin aralık sonuna dek ihalesi gerçekleştirilerek çalışmanın başlatılması.
-Bey Sarayı alanı. Tophane Ordu Evi'nin olduğu yer, Osmanlı'nın ilk sarayı olan Bey Sarayı. Bunun ortaya çıkarılması için sağlanan karşılıklı anlaşma gereği Ordu Evi'nin buradan taşınması.
Bazıları Bursa'nın çehresini değiştirecek, tarihi ve turizm özelliklerine değer katacak çalışmalar.
Aralarından en önemli bulduklarım, Hanlar Bölgesi'nin açılması ve Bey Sarayı'nın ortaya çıkarılması, aslına uygun olarak inşa edilerek turizmin hizmetine sunulması.
Düşünsenize, Tophane yamaçlarındaki saraya, kentin dört bir yanından görülebilecek özellikte bir de ışıklandırma yapılırsa fevkaladenin fevkinde olur.
Bey Sarayı ortaya çıkarılır, Hanlar Bölgesi de açılırsa, bölge bir bütün halinde tarihi çekim merkezi haline gelir.
Tabi sadece ortaya çıkarmakla, etrafını açmakla iş bitmeyecek.
Daha önce de defa kez yazdığım gibi, hanların içinin, dışının restore edilmesi, düzenlenmesi şart. Belki otele dönüştürülür bazıları.
Yıllardır beklenen gelişmeler için somut adım atılmış olması güzel.
Fakat bu adımların kaplumbağa hızında ilerlememesi de gerekir.
Millet Bahçesi olarak düzenlenen yerlerin, adı her ne olursa olsun, kent merkezine yeşil alan olarak kazandırılması da, giderek artan betonlaşmaya karşı olması gereken.
Tabi bunları yaparken, tarihi özelliği olan orijinal binaların, mekanların korunması gerekir.
T2 tramvay hattı artık kabak tadı verdi, sistemi bu caddede üstten götürmenin yanlışlığı ortadayken,aynı zamanda bitişinin uzaması da hem çevre esnafı hem de trafikteki vatandaş için daha da sinir bozucu olmuşken, geri dönüş olamadığı gerçeğiyle, bir an önce tamamlanmalı en azından.
Altıparmak kavşağındaki şelale ocak ayında yıkıldı. Buradaki hiçbirşeye benzemeyen, ama dünyanın parası verildiği için yaptıranlarca birçok şeye benzetilen Yüzen Taşlar heykelinin kaldırılarak, Bursa'nın yerel unsurlarını yansıtan bir heykel konulması da yerinde olur.
Doğanbey TOKİ Konutları'nın arasında, çay bahçesi gibi işletilen bir alan var, oraya da Millet Bahçesi projesi hazırlanmış.
Bana sorarsanız, ki sadece ben değil, birçok insan aynı şeyi düşünüyor, orayı düzenlemek yerine, bu konutların fazla katlarının tıraşlanması için çaba sarf edilmeli.
Hatırlanacağı üzere, buradaki blokların 13 katlı yapılacağı söylenmiş, fakat 22 katlı yapılmıştı.
Bu konutlar aynen kaldığı sürece, ne yapılırsa yapılsın işe yaramaz.
Zira güzelim yeşil Bursa'nın manzarasını her açıdan kötü etkiliyor. Sadece manzarayı değil, hava sirkülasyonunu da. Daha başka da sorunlar var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Doğanbey konutlarını görünce Bursa'da yaptığı bir konuşmada ''Gökdelenler istemiyorum'' demişti.
Dikey mimariden değil, yatay mimariden yana olduğunu, insanın toprağa yakın yaşaması gerektiğini ve ülkemizin böyle çirkinliği hak etmediğini ifade etmişti.
Bu sözler ve pratiğe yansıyanlar karşılaştırılmalı. Hem eski hem yeni binalar açısından.
Korona günlerinde bahçeli, müstakil ya da az katlı evlerin önemi, değeri bir kez daha anlaşıldı.
Bursa'ya yapılacak en iyi hizmet, kentin bağrına saplanan hançerin çıkarılması, tamamen yıkılamıyorsa da, bu binaların fazla katlarının tıraşlanması olacaktır.
Teknik açıdan mümkün değil diyenlere, teknik adamlar bunun mümkün olduğunu belirtiyor.
Bey Sarayı'ndan ovaya bakacak olanlar bu ucube manzarayı görmemeli.
**********
Günün Sözü
“Modern çağın özeti:
Kelime çok, anlam az.
Yasa çok, adalet az.
Geveze çok, konuşan az.
Yürüyen çok, ilerleyen az.”
Yorum Ekle
Yorumlar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
TÜRKAN GENÇ
BURSA'NIN BAĞRINA SAPLANAN HANÇER ÇIKARILSIN
Başkan Alinur Aktaş önceki gün bir basın toplantısı düzenledi ve Bursa için 7 önemli projeyi açıkladı.
Neler bunlar?
-Kültürpark'ın yanındaki 42 dönümlük yeşil alanın, kalan 18 dönümünde yer alan binaların temmuz sonuna kadar yıkılarak, o bölgede yeni yapılan Millet Bahçesi alanına dahil edilmesi.
-Hanlar Bölgesi'nin etrafının açılma çalışmaları. Bununla ilgili ağustos sonuna kadar anlaşılan kamu binalarının yıkımının gerçekleştirilmesi.
-İstanbul yolunda inşaat halinde uzanan T2 hattının ihalesinin ağustos sonuna kadar tamamlanması. 2021 yılı sonuna kadar da bitirilerek hizmete girmesi.
-Çelik Palas Oteli arkasında, 39 dönüm alan üzerinde, tam 32 yıldır öylece duran ek binanın eylül sona dek yıkılarak, buranın Millet Bahçesi'ne dönüştürülmesi.
-Doğanbey TOKİ konutlarının ortasındaki alanın, ekim sonuna kadar Millet Bahçesi yapılması için ihale edilmesi.
-Projesi hazır olan Gökdere Vadisi Millet Bahçesi'nin aralık sonuna dek ihalesi gerçekleştirilerek çalışmanın başlatılması.
-Bey Sarayı alanı. Tophane Ordu Evi'nin olduğu yer, Osmanlı'nın ilk sarayı olan Bey Sarayı. Bunun ortaya çıkarılması için sağlanan karşılıklı anlaşma gereği Ordu Evi'nin buradan taşınması.
Bazıları Bursa'nın çehresini değiştirecek, tarihi ve turizm özelliklerine değer katacak çalışmalar.
Aralarından en önemli bulduklarım, Hanlar Bölgesi'nin açılması ve Bey Sarayı'nın ortaya çıkarılması, aslına uygun olarak inşa edilerek turizmin hizmetine sunulması.
Düşünsenize, Tophane yamaçlarındaki saraya, kentin dört bir yanından görülebilecek özellikte bir de ışıklandırma yapılırsa fevkaladenin fevkinde olur.
Bey Sarayı ortaya çıkarılır, Hanlar Bölgesi de açılırsa, bölge bir bütün halinde tarihi çekim merkezi haline gelir.
Tabi sadece ortaya çıkarmakla, etrafını açmakla iş bitmeyecek.
Daha önce de defa kez yazdığım gibi, hanların içinin, dışının restore edilmesi, düzenlenmesi şart. Belki otele dönüştürülür bazıları.
Yıllardır beklenen gelişmeler için somut adım atılmış olması güzel.
Fakat bu adımların kaplumbağa hızında ilerlememesi de gerekir.
Millet Bahçesi olarak düzenlenen yerlerin, adı her ne olursa olsun, kent merkezine yeşil alan olarak kazandırılması da, giderek artan betonlaşmaya karşı olması gereken.
Tabi bunları yaparken, tarihi özelliği olan orijinal binaların, mekanların korunması gerekir.
T2 tramvay hattı artık kabak tadı verdi, sistemi bu caddede üstten götürmenin yanlışlığı ortadayken, aynı zamanda bitişinin uzaması da hem çevre esnafı hem de trafikteki vatandaş için daha da sinir bozucu olmuşken, geri dönüş olamadığı gerçeğiyle, bir an önce tamamlanmalı en azından.
Altıparmak kavşağındaki şelale ocak ayında yıkıldı. Buradaki hiçbirşeye benzemeyen, ama dünyanın parası verildiği için yaptıranlarca birçok şeye benzetilen Yüzen Taşlar heykelinin kaldırılarak, Bursa'nın yerel unsurlarını yansıtan bir heykel konulması da yerinde olur.
Doğanbey TOKİ Konutları'nın arasında, çay bahçesi gibi işletilen bir alan var, oraya da Millet Bahçesi projesi hazırlanmış.
Bana sorarsanız, ki sadece ben değil, birçok insan aynı şeyi düşünüyor, orayı düzenlemek yerine, bu konutların fazla katlarının tıraşlanması için çaba sarf edilmeli.
Hatırlanacağı üzere, buradaki blokların 13 katlı yapılacağı söylenmiş, fakat 22 katlı yapılmıştı.
Bu konutlar aynen kaldığı sürece, ne yapılırsa yapılsın işe yaramaz.
Zira güzelim yeşil Bursa'nın manzarasını her açıdan kötü etkiliyor. Sadece manzarayı değil, hava sirkülasyonunu da. Daha başka da sorunlar var.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da, Doğanbey konutlarını görünce Bursa'da yaptığı bir konuşmada ''Gökdelenler istemiyorum'' demişti.
Dikey mimariden değil, yatay mimariden yana olduğunu, insanın toprağa yakın yaşaması gerektiğini ve ülkemizin böyle çirkinliği hak etmediğini ifade etmişti.
Bu sözler ve pratiğe yansıyanlar karşılaştırılmalı. Hem eski hem yeni binalar açısından.
Korona günlerinde bahçeli, müstakil ya da az katlı evlerin önemi, değeri bir kez daha anlaşıldı.
Bursa'ya yapılacak en iyi hizmet, kentin bağrına saplanan hançerin çıkarılması, tamamen yıkılamıyorsa da, bu binaların fazla katlarının tıraşlanması olacaktır.
Teknik açıdan mümkün değil diyenlere, teknik adamlar bunun mümkün olduğunu belirtiyor.
Bey Sarayı'ndan ovaya bakacak olanlar bu ucube manzarayı görmemeli.
**********
Günün Sözü
“Modern çağın özeti:
Kelime çok, anlam az.
Yasa çok, adalet az.
Geveze çok, konuşan az.
Yürüyen çok, ilerleyen az.”